8. Hukuk Dairesi 2016/12334 E. , 2020/692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Olmazsa (Tazminat) Tüm Masraf Bedelinin Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davalı ... ile birlikte paydaş oldukları 5917 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın ortaklığının giderilmesi için açılan davada, davalı ... vekilinin taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalıya ait olmadığı ve ancak davacıya da ait olmadığına ilişkin beyanda bulunması üzerine, vekil edenine muhdesatın tespiti davası açması için süre verildiğini ileri sürerek; vekil edeninin taşınmazı davalı ...’in eski eşi ...’dan eklentileri ile birlikte satın aldığını belirterek ağaçlar, depo, bahçe duvarı ve ev dahil olmak üzere tüm muhdesatın müvekkiline ait olduğunun tespiti ile bunun tapuya şerh verilmesine, tapuda davalı ... lehine olan şerhin terkinine, bu mümkün olmazsa müvekkil tarafından taşınmaza yapılan tüm masraf bedelinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine, davalı ... hakkında açılan davanın ise kabulü ile davalı ... lehine görülen şerhin kaldırılmasına, A ile gösterilen kargir ev, B ile gösterilen depo ve odunluk, duvar yazısı ile gösterilen bahçe duvarı, 2 adet kayısı, 5 adet asma, 2 adet erik, 1 adet ardıç (25-30 yaşlarında), 4 adet ardıç (5-10 yaşlarında), 1 adet elma, 1 adet erik, 1 adet kiraz, 1 adet armut ve 1 adet armutun davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş olup; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazda davacı ve davalı ...’in değişen oranlarda paylı malik olduğu, taşınmazın beyanlar hanesinde “üzerindeki ev ... kızı ...’ya aittir” şeklinde şerh bulunduğu, davalı ...’in dava konusu taşınmazın eski paydaşı olduğu, payını dava dışı ...’a sattığı, ...’ın satın aldığı payı davacıya trampa yoluyla devrettiği ve böylece Belgin’in tapu kayıt maliki olmadığı sadece tapu kaydında lehine muhdesat şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır.
İlk olarak belirtmek gerekir ki; Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi gereği tebligat ilk olarak şahsa bilinen en son adresinde yapılır, Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi gereğince de kendisine tebligat yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir; bilinen son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Mernis adresine yapılan tebligatın da iade edilmesi halinde, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebligatın yapılması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davalı ...’e dava dilekçesi tebliğinden gerekçeli karar tebliğine kadar yapılan tüm tebligatların mernis şerhi ile doğrudan Tebligat Kanunu mad. 21/2 uyarınca yapıldığı anlaşılmıştır. O halde; Mahkemece, davalı ...’e usulüne uygun tebligat yapılmadan dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; Mahkemece 17.09.2015 tarihli duruşmada, eldeki davaya temel teşkil eden 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/22 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyasının incelenmesinde “...... ile ... arasındaki ortaklığın giderilmesine ilişkin dava olup derdest olduğu, muhdesatın aidiyeti hususunda davalı vekilinin hak iddiasında bulunmadığı, ancak davacı tarafa da ait olmadığını ileri sürdüğü görüldü” şeklinde belirlemede bulunulduğu anlaşılmıştır. Davalı ..., ortaklığın giderilmesi davasında muhdesatların davacıya ait olmadığını iddia ettiğine göre davalı ... yönünden eldeki davanın davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Dairemizce resen yapılan incelemede taraf teşkili sağlanmadan karar verildiği anlaşıldığından, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.