Resmi belgede sahtecilik - yalan beyanda bulunmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/10545 Esas 2020/2751 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/10545
Karar No: 2020/2751
Karar Tarihi: 04.06.2020

Resmi belgede sahtecilik - yalan beyanda bulunmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/10545 Esas 2020/2751 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2019/10545 E.  ,  2020/2751 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, yalan beyanda bulunmak
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz taleplerinin incelenmesinde:
    5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Toplanan deliller gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak; yüklenen suçun sübutu kabul edilmiş, oluşa ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin olunmuş, cezayı artırıcı nedenin bulunmadığı, azaltıcı nedenin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddiyle hükmün ONANMASINA,
    II-Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik sanığın temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
    1-Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşabilmesi için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıpta belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu hallerde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan, yine beyan olunan bilgiler ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun kandırılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda bu suçun oluşmayacağı açıktır. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun "Kimliği bildirmeme" başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrası "Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası İdari para cezası verilir.", 2. fıkrası ise "...bu kişi kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır." hükmünü taşımakta olup, bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK"nin 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Açıklamalar ışığında; olay tarihinde sanık ..."ın Gürcistan uyruklu Tea Mamphora isimli kadını yurtdışına çıkarmak istediği, bu amaçla kardeşi Emine Yar"ın kimliğini adı geçen kadına verdiği ve çıkış yaparlarken sanığın görevlilere hem kendisinin, hem de Emine Yar"ın kimliğini ibraz ettiği, ancak kadının kimliği hakkındaki sorulara cevap vermeyerek sağır ve dilsiz gibi davranması üzerine görevlilerin şüphelendiği, bunun üzerine herhangi bir resmi belge düzenlenmeden sanığın Tea isimli kadının kardeşi olmadığını beyan etmesi üzerine kadının gerçek kimliğinin ortaya çıktığı ve tutanağın gerçek kimlik bilgisine göre tanzim edildiği anlaşılan somut olayda; 5237 sayılı TCK"nin 206. maddesinde düzenlenen suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
    2-Kabule göre de;
    5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    04.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.