MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kamu davasına katılma istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyen şikâyetçinin 5271 sayılı CMK"nın 260/1. maddesine göre, sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu anlaşılarak aynı Kanun"un 237/2. maddesi uyarınca katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Sanık ve temyiz kapsamı dışında bulunan diğer sanık ..."ın inşaat malzemeleri satış ve kiralama işi ile uğraşan katılanın şirketinden, suç tarihinde 65.000 TL değerinde inşaat malzemesi kiralamalarına rağmen, kira bedelini bir ay ödeyip daha sonra kira bedelini ödemedikleri, sanıkların bu surette dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda,
Katılanın tüm aşamalarda, “sanıkların ... firmasının sahibi olduklarını söyleyerek kendisinde güven oluşturduklarını ve bu firmanın kaşesini kullanarak sözleşme imzaladıklarını oysaki sözleşme imzalama tarihinde bu şekilde bir firmanın ticaret sicilinde kaydının bulunmadığı ve daha önce fesedilmiş olduğunu öğrendiğini” beyan etmiş olması, suça konu sözleşmelerde sanıkların ... firması kaşesini kullanarak sözleşmeleri imzalamış olmaları ve kiralanmak suretiyle sanıklar tarafından teslim alınan inşaat malzemelerinin temyiz kapsamı dışında bulunan sanık ... tarafından başka şahıslara satıldığının sabit olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle ilgili Ticaret Sicil Memurluğundan ve vergi dairesinden, suç tarihinde ... firmasının gerçekte var olup olmadığının, hukuken varlığını devam ettirip ettirmediğinin sorulması, ayrıca sanıkların suç tarihinde gerçekten inşaat işiyle uğraşıp uğraşmadıkları ve kiralanan malzemeleri kullanacakları bir inşaatlarının olup olmadığının araştırılması, sonucuna göre böyle bir firmanın suç tarihinde bulunmadığı veya daha önce fesih edildiği ve sanıkların inşaat işi ile uğraşmadıklarının tespiti halinde sanığın eyleminin hileli hareketlerle haksız menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, aksi takdirde ise sanığın eyleminin hizmet ilişkisi gereği katılandan aldıkları malları geri iade etmeyerek uhdelerinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/04/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.