4. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/5231 Karar No: 2019/1219 Karar Tarihi: 06.03.2019
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/5231 Esas 2019/1219 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı tarafından baraj yapımı esnasında fazla dolgu yapılması sebebiyle içme suyu boru hattına zarar verildiğini ve su dağıtımı yapılamamış olması sebebiyle zarara uğradıklarını belirterek maddi tazminat istemişti. Mahkeme, davalının eyleminin hizmet kusuru olması sebebiyle davanın usulden reddine karar verdi. Ancak, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunuldu. Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf talebinin hizmet kusuru sebebiyle idari yargı yolunda tam yargı davası açılması gerekçesi ile esastan reddine karar verildi. Bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edildi ve Yargıtay, uyuşmazlığın özel hukuka ilişkin olması gerekirken tahkim usulüne göre çözüme kavuşturulması yönündeki kararı bozdu. Kararda; 3533 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince idareler arasındaki uyuşmazlıkların tahkim usulüne göre çözümlenebilmesi için, öncelikle, uyuşmazlığın \"adliye mahkemelerinin görevi içinde\" yani \"özel hukuka ilişkin olması\" gerektiği belirtildi. Plan ve projesine aykırı iş yapılması veya idari karara aykırı bir hareket ile zarara sebep olunması hizmet kusurundan kaynaklanan zarar kapsamında değerlendir
4. Hukuk Dairesi 2018/5231 E. , 2019/1219 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/03/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sebebiyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 03/10/2017 günlü karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b maddesi gereğince esastan reddine dair verilen 23/05/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı vekili, davalı tarafından baraj yapımı esnasında fazla dolgu yapılması sebebiyle içme suyu boru hattına zarar verildiğini, olay sebebiyle boru hattının onarımı ve su dağıtımı yapılamamış olması sebebiyle zarara uğradıklarını belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının eyleminin hizmet kusuru olması sebebiyle HMK 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf talebinin hizmet kusuru sebebiyle idari yargı yolunda tam yargı davası açılması gerekçesi ile HMK 353/1-b.1 gereğince esastan reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3533 sayılı Kanun"un 1. maddesinde; “Genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adalet mahkemelerinin görevi içinde bulunanlar kanunda yazılı tahkim usulüne göre çözümlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, 3533 sayılı Kanun’da yer alan idareler arasındaki davaların; yine, bu yasa uyarınca ve mecburi hakem sıfatı ile çözümlenebilmesi için; öncelikle, uyuşmazlığın “adliye mahkemelerinin görevi içinde” yani “özel hukuka ilişkin olması” gerekir. Bir başka deyişle mecburi tahkim, 3533 sayılı Kanun kapsamındaki kamu kuruluşlarının, özel hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıklarının çözümünde uygulanmaktadır. Öte yandan, plan ve projesine aykırı iş yapılması veya idari karara aykırı bir hareket ile zarara sebep olunması hizmet kusurundan kaynaklanan zarar kapsamında değerlendirilemez ve bu bakımdan dava haksız eylemden doğan ve adli yargı yerinde bakılması gereken bir tazminat davası olarak kabul edilir. Şu halde; yerel mahkemece, tarafların statüsü ve yapılan işin plan ve projesine aykırı olması gözetilerek, uyuşmazlığın yukarıda sözü edilen Kanun"daki düzenleme uyarınca tahkim usulüne göre çözümlenmesi yerine davanın usulden reddine karar verilmesi, bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun reddedilmiş olması doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan sebeple Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.