12. Ceza Dairesi 2014/18748 E. , 2015/6421 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
Hüküm : 7.391,76 TL maddi ve 21.250 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında hüküm duruşmasında hazır bulunan Cumhuriyet savcısının isim ve sicil bilgilerine yer verilmemiş olması mahallinde giderilmesi mümkün yazım eksikliği olarak, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası olan dava türünün gerekçeli karar başlığında 466 sayılı Kanun gereğince tazminat davası olarak yazılmış olması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiş, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak yapılan gelir kaybı hesabında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5271 sayılı CMK"nın 142/1. maddesine göre koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin herhalde hükmün kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceği, tazminat istemine dayanak teşkil eden... Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/229 Esas – 2010/57 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde, 18.03.2010 tarihli diğer sanıklar yönünden verilen beraat kararının Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2010/46598 Esas – 2011/4595 Karar, 26.05.2011 tarihli ilamıyla onanması suretiyle kesinleştiğine dair şerh verilmiş ise de, davacı yönünden verilen beraat kararının sanık (davacı) lehine ya da aleyhine temyiz talebinin bulunmadığı, bahse konu Yargıtay ilamının diğer sanıklar hakkında olduğunun, tazminat davasının ise 26.04.2011 tarihinde açıldığının anlaşılması karşısında, tazminat davasının dayanağı olan ceza dava dosyasının celp edilerek, davacı (sanık) ve müdafinin yokluğunda 18.03.2010 tarihinde verilen beraat kararının hangi tarihte tebliğ edildiğinin belirlenmesi ve ilgili tebligat evrakının Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örneğinin dosya içine alınarak, beraat kararının davacı (sanık) yönünden hangi tarihte kesinleştiğinin tespit edilerek, tazminat davasının beraat hükmünün kesinleşme tarihini izleyen 1 yıl içinde açılıp açılmadığının tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği ve davacı tarafça dosyaya ibraz edilen 01.04.2011 tarihli 2.500 TL bedelli serbest meslek makbuzunun beraat kararından sonra düzenlendiği de dikkate alındığında maddi tazminat hesabında nazara alınamayacağı gözetilmeyerek, davacı lehine beraat kararının verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken 2.000 TL tutarındaki vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi,
2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacının tutuklu kaldığı süre dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini,
3- Davacı yararına hükmedilen toplam tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 2.640 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.