9. Hukuk Dairesi 2017/14192 E. , 2020/3222 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının davalılardan ... Genel Müdürlüğünün asıl işveren ve diğer davalı ... Özel Güvenlik şirketinin alt işveren olduğu ... ilinde ki depoda güvenlik görevlisi olarak 01/05/2008-31/12/2013 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin ... ilindeki deponun lağvedilmesi ile sonlandırıldığını ve davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, davacının çalışma şeklinin ilk 3 yıl 12 saatlik vardiyalar halinde olduğunu, sonrasında ise, 8 saat üzerinden günde 3 vardiya şeklinde çalıştığını, öncesinde yaptığı fazla çalışma karşılıklarının ödenmediğini, davacının haftanın her günü çalıştığını, genel tatillerde de çalıştığını, karşılığının ödenmediğini iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Mahsulleri Ofisi vekili özetle; ... Şube Müdürlüğü ile hizmet alımı yapılan özel güvenlik firmaları arasında ihbar tazminatı, izin ücretlerinin vs. hizmet alım giderleri arasında sayıldığını ve bu giderlerden güvenlik firmalarının sorumlu olduğunu, davacının diger davalı ile arasında belirli süreli iş akdi olduğunu, diğer davalı firmaya ... Şube Müdürlüğünün kapatılacağının yazı ile bildirildiğini, davacının asgari ücretle çalıştığını, davacının 12/36 saat sistemiyle çalıştığını dolayısı ile fazla çalışma alacağının olmadığını, vardiyalı çalışmadan dolayı davacının bazı haftalar hafta sonu yerine hafta içinde tatil izni kullandığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Güvenlik Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları Sistemleri Ltd Şti vekili özetle; davacının imzaladığı iş sözleşmesinde başka yerlerde çalışacağını kabul ettiğini, davacıya hangi iş yerlerinde çalışacağına dair bildirim yapıldığını davacının kendisine verilen sürede herhangi bir beyanda bulunmadığı için davalı şirket tarafından iş akdinin haklı olarak feshedildiğini, fazla çalışma yapılmışsa bu çalışma ücretlerinin maaşına yansıtılarak ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalılar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçinin imzasını içermeyen bordrolarda fazla çalışma tahakkuku yer aldığında ve tahakkukta yer alan miktarların karşılığı banka hesabına ödendiğinde, tahakkuku aşan fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir. Tahakkuku aşan fazla çalışma hesaplandığında, bordrolarda yer alan fazla çalışma ödeme tutarları mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; talep edilen fazla mesai ücreti hesaplanırken, yukarıda ki ilke kararı doğrultusunda, imzasız ücret bordrolarında (01/01/2012 tarihine kadar ki bordrolar) ödendiği anlaşılan tutarların hüküm altına alınan 2.587,92 TL fazla mesai ücretinden mahsubu sonucunda, çıkarsa bakiyesinin hüküm altına alınması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
3-Davada birden fazla davalı bulunduğu ve bu davalıların dava konusu alacaklardan ve yargılama giderlerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları halde, hüküm altına alınan harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinde hangi davalı olduğu açıklanmadan, infazda tereddüt yaratacak şekilde "davalıdan tahsiline" şeklinde hüküm kurulması isabetsizdir.
4-Davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmesine rağmen, HMK’nun 326/2. maddesine aykırı olacak şekilde, yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanmaması ile yine HMK’nun 332/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin dökümünün hüküm altında gösterilmemesi de ayrıca hatalıdır.
Yargılama giderleri kabul/redde göre oranlanırken, harç masraflarının kabul/redde göre oranlanamayacağı ve harç masraflarının diğer giderlerden ayrı olarak hüküm altına alınmasının gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.