Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/14961 Esas 2017/15566 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/14961
Karar No: 2017/15566
Karar Tarihi: 09.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/14961 Esas 2017/15566 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/14961 E.  ,  2017/15566 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalıların 20 yıldır sözlü sözleşme ile kiracı olduğunu, ödenmeyen kira borcu için davalılara ihtar gönderdiklerini, kira borcunun ödenmediğini ileri sürerek, temerrüt nedeniyle kiralanananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar; davacının sözleşmeye taraf olmadığını, kiraya verenin ... olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davacının kiraya veren olduğunu ispat edemediği, davacının malik sıfatıyla temerrüt nedeniyle tahliye davası açma hakkı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından tahliyeye yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Türk Borçlar Kanununun 315. maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiralayan tarafından açılması gerekir. Kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunludur. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyetine tabi ise, tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır.
    Davacı, sözlü kira ilişkisine dayanmıştır. Kiralanan taşınmazın tapu kaydının incelenmesinden; davacının, davaya konu taşınmazın tek başına maliki olup TBK 310. maddesi uyarınca yeni malik kendisinden önce yapılan kira sözleşmesinin tarafı olacaktır. Mahkemece bu durumda davacının malik sıfatıyla Türk Borçlar Kanununun 315. maddesi hükmü uyarınca tahliye isteyebileceği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.