3. Hukuk Dairesi 2017/6422 E. , 2017/15565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; taşınmazın davalıya kiralandığını, kira süresinin bittiğini, davalı kiracıya ihtarname tebliğ ettiklerini, taşınmaza kendi işi için ihtiyacının olduğunu ileri sürerek; davalının tahliyesini istemiştir.
Davalı; sözleşmenin uzadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece işyeri ihtiyacının samimi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 06.07.2012 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin konusu arsa olarak yazılmıştır. Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda davaya konu kiralananın asfalt yapım işlerinde kullanıldığı, üzerinde iş makinesi ve istasyon bulunduğu beyan edilmiştir.
Genel Hükümlere tabi kira sözleşmesinde; sözleşme süresinin sona ermesi halinde sözleşme belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Taşınmaz ve taşınır yapı kiralarıyla ilgili belirsiz süreli kira sözleşmelerinde feshi ihbar süresi Türk Borçlar Kanunun 329.maddesi hükmüne göre belirlenir. Kiralananın Konut ve Çatılı İşyerleri Kirasına tabi olması halinde ise; TBK"nun 347. Maddesi uyarınca belirli süreli sözleşmelerde kiracı tarafından sözleşme süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça sözleşme aynı koşularla bir yıl için uzatılmış sayılır.
Dosya kapsamından kiralananın galip vasfı anlaşılamamaktadır. Kiralanan hakkında uygulanacak yasa hükmünün belirlenmesi için öncelikle kiralananın galip vasfının belirlenmesi gerekir. Nitekim TBK"un 347. maddesi ancak taşınmazın konut yada çatılı işyeri vasfında olması halinde uygulanabilir ve kiralanan çatılı işyeri hükümlerine tabi ise süre bitimi nedeniyle tahliyesi istenemez.
TBK"nun 350/1. maddesi hükmünde öngörülen yasal düzenleme çatılı işyerleri ve konut kiraları hakkında kabul edilmiştir. Mahkemece bu durumda uyuşmazlığın çözümü için öncelikle kiralananın galip vasfının belirlenmesi ve kiralananın 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun genel hükümlerine mi, yoksa Türk Borçlar Kanunu"nun konut ve çatılı iş yeri kiralanmasına ilişkin hükümlerine mi tabi olduğu konusunda bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınması, taşınmazın çatılı işyeri olmaması halinde TBK" un 350/1. maddesi uyarınca açılan davanın reddine karar verilmesi, taşınmazın genel hükümlere tabi olduğunun anlaşılması halinde ise; davacı tarafından davalıya gönderilen tüm ihtarnameler celp edilerek süre bitimi nedeniyle tahliye davasının süresinde olup olmadığı tespiti ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.