13. Hukuk Dairesi 2016/7447 E. , 2019/3633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki müdahalenin meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... ilçesinde bulunan 1269 ada 1 parsel numaralı taşınmazdaki 2(B-01) no’lu Blok 24 numaralı bağımsız bölümün 04.07.2011 tarihinde davalıya satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi ile satıldığını, davalının 14.11.2012 tarihinden sonraki taksitleri ve emlak vergisi, sigorta primi gibi borçlarını ödemediğini, bunun üzerine davalıya vadesi geçmiş olan 21.331,42 TL’lik borcunu yatırması aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine de 17.12.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini ileri sürerek davalının taşınmaza müdahalesinin men’i ile taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalının ... ilçesi ... Mahallesinde bulunan 1269 ada 1 parselde kayıtlı 2. Blok ( B 01) 24 nolu bağımsız bölüme yapmış olduğu müdahalenin menine, taşınmazın davacı tarafa teslimine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece 13.05.2015 ek karar ile temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle davalının temyiz talebinin reddine karar verilmiş olup, davalı bu kararı süresinde temyiz etmiştir. Gerekçeli karar, temyiz eden davalıya 18.03.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, karar 03.04.2015 tarihinde temyiz edilmiştir. Her ne kadar temyiz için yasal 15 günlük süre geçmiş ise de 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun TK"nın 17. maddesinde; "Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır" hükmünü içermektedir. Yine Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddesinde; "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın iş yerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....” hükmünü içermektedir. Gerekçeli karar "tebliğ evrakı iş yerinde daimi işçisi ....tebliğ edildiği" açıklaması ile 18.03.2015 tarihinde tebliğ edilmek istendiği, davalı adına işçisine yapılan bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, tebligatın muhatabı olan davalının belirtilen adreste olup olmadığının ve tebligatın niçin kendisine yapılamadığının araştırılıp tebliğ mazbatasında tespit edilmediği görülmekte olup, bu durumda tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 17. maddesi hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüzdür (HGK"nun 30.01.2013 Tarih, 2012/6-644 E.- 2013/164 K. sayılı ilamı).O halde usulsüz tebliğ evrakına göre temyiz dilekçesinin yasal süresi içerisinde verilmiş olduğundan davalının temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak davalının temyiz itirazları incelenmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Dava, satış sözleşmesine aykırılık sonucunda davacı satıcı tarafından sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle, davalı tüketicinin satış konusu taşınmaza müdahalesinin men’i istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, davalı tüketici aleyhine kabul edildiğine göre, tüketici harçtan muaf olduğundan, başlangıçta davacıdan alınan peşin harç ve ıslah harcının talep halinde davacıya iadesine, karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ‘‘Davacı tarafça yatırılan 52,35 TL başvuru harçları toplamı ve 2108,70 TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” şeklinde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’un 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın ‘Hüküm’ başlıklı bölümünün (2 ve 3) no’lu bendin tamamen karardan çıkarılarak, yerine ‘‘Davacıdan alınan 24,30 TL’lik peşin harç ile 2108,70 TL ıslah harcının talep halinde davacıya iadesine, davalı harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına, sözlerinin yazılmasına,” hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.