17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/12692 Karar No: 2016/10676
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/12692 Esas 2016/10676 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/12692 E. , 2016/10676 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar ..., ..., ... ile davalı ... aralarındaki dava hakkında ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 29.12.2015 gün ve 2014/1101-2015/1124 sayılı hükmün Dairenin 03.03.2016 gün ve 2016/2270-2016/2665 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dosya içeriğine, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre 6100 Sayılı HMK.nin geçici 3.maddesinin 2.fıkrası delaletiyle 1086 Sayılı HUMK.nin 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Yasanın 442. maddesi uyarınca 265,00 TL para cezasının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 60,80 TL peşin harcın karar düzeltme harcına mahsubuna 21/11/2016 tarihinde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, destek olan sürücünün tek yanlı yaptığı kaza neticesinde ölümü nedeniyle mirasçıları tarafından açılan tazminat davası olup davalı süresi içinde zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Her ne kadar trafik kazası sonucu ölüme/yaralamaya sebebiyet vermek bir haksız fiil ve haksız fiil zamanaşımı da TBK"nun 72.maddesinde düzenlenmiş ise de haksız fiilin, trafik kazasından kaynaklanması nedeniyle daha özel Yasa olan 2918 sayılı KTK"nın uygulanması gerekmektedir. 2918 sayılı KTK"nın 109/1.maddesi gereğince kural olarak zamanaşımı 2-10 yıldır. Ancak 2.fıkraya göre dava cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olursa bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Bu madde uyarınca, eylemin suç teşkil etmesi yeterli olup, mahkumiyet veya takipsizlik kararı aranmaksızın ceza zamanaşımı uygulanacaktır. Eylemin suç teşkil edip etmediğini de kural olarak hukuk hakimi belirleyecektir. Hiç kuşkusuz, hukuk hakimi, ceza tertibine ilişkin olarak ceza hakimince verilen ve suçun işlendiğini ya da işlenmediğini kesinlikle tespit eden hükümle de bağlıdır. Somut olayda, tek yanlı trafik kazası 22.06.2009 tarihinde olmuş, dava ise 29.04.2014 tarihinde açılmıştır. Murisin dik yokuşta aracını geri kaçırması neticesinde aracın devrilmesi sonucu gerçekleşen kaza neticesinde sürücü muris vefat etmiştir. HGK"nun emsal niteliğindeki 2014/17-2198 Esas-2015/1495 Karar sayılı kararında, sürücünün aracın frenlerinin arızalı olması nedeniyle aracı durduramayarak kendi ölümüne sebebiyet verdiği kazada sürücünün eylemi bir bütün olarak ele alındığında TCK 179/2.maddesinde tanımlanan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturduğu kabul edilmiş, Daire kararı gibi tek yanlı trafik kazasında sürücünün ölmesi olayının ölüme sebebiyet verme suçunu oluşturduğu kabul edilmemiştir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun, taksirle işlenebilen bir suç olmayıp ancak kasten işlenebileceği gözönüne alındığında somut olayda, dik yokuşta sürücünün aracı geri kaçırması ve bunun sonucu aracın devrilmesi ile gerçekleşen ölüm olayında taksirle ölüme sebebiyet verme suçu oluşmadığı gibi trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçu da oluşmamaktadır. Bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair mahkeme kararının onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan sanığı ve mağduru aynı olan eylem Ceza Kanununa göre cezayı gerektiren fiil olmamasına rağmen "cezayı gerektiren fiil" olarak kabul edilip mahkeme kararının bozulmasına dair çoğunluk görüşüne katılamıyorum.