Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16014
Karar No: 2013/5836
Karar Tarihi: 18.04.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/16014 Esas 2013/5836 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, muris muvazaası nedeniyle taşınmazların davalılara muvazaalı şekilde devredildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmışlardır. Mahkeme, davalı N.Y. hakkında dava açılmadığı gerekçesiyle reddederken, diğer davalılar hakkında da reddi karar vermiştir. Ancak, mahkemenin paylaştırmaya ilişkin gerekçesi doğru değildir. Muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğunun saptanması halinde son kayıt maliki davalıların iktisabının iyiniyetli olup olmadığının incelenmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekir. Davalı N. hakkındaki davanın açılmaması da isabetsizdir. Bu nedenlerle, hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 706
- Tapu Kanunu (2644) Madde 26
- Borçlar Kanunu(Mülga) (818) Madde 213
- Türk Borçlar Kanunu (6098) Madde 237
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) (6100) Madde 55
1. Hukuk Dairesi         2012/16014 E.  ,  2013/5836 K.
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL
  • MURİS MUVAZAASI
  • ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ
  • BAĞIŞLAMA
  • EKSİK ARAŞTIRMA
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 706
  • TAPU KANUNU (2644) Madde 26
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 213
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 237
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 55

"İçtihat Metni"

Yanlar arasında görülen tapu iptal-tescil,tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın davalı N.Y.yönünden açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıların miras bırakanı H.nin maliki olduğu 1163 ada 2,3,4,5,6,7 parsel sayılı taşınmazları 15.01.2004, 1164 ada 9 parsel sayılı taşınmazı ise 13.07.2004 tarihli resmi akitler ile torunu olan davalı K.a satış suretiyle temlik ettiği, daha sonra bu taşınmazlardan 3,5 ve 6 parsellerin davalı H.İ.e 02.03.2006 tarihinde temlik edildiği, 7 parsel sayılı taşınmazın ise 22.05.2006 tarihinde davalı E.’e, onun tarafından da 12.07.2006 tarihinde davalı N.satış suretiyle temlik edildiği, davacıların temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı, mahkemece miras bırakanın mallarını paylaştırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 237. md.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince, miras bırakanın torunu olan davalı K.’ın annesi R. sağ olup, paylaştırmanın mirasçılar arasında sözkonusu olabileceği gözetildiğinde, mahkemenin paylaştırmaya ilişkin gerekçesi yerinde değildir.
Hal böyle olunca, öncelikle yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, çekişme konusu taşınmazların davalı K.’a temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığının saptanması, muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğunun saptanması halinde son kayıt maliki davalıların iktisabının iyiniyetli olup olmadığının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan, yargılama sırasında ölen davalı N. hakkındaki davanın, 6100 Sayılı HMK’nun 55. maddesinde belirtilen usulü işlemler ikmal edilmeksizin açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Davacıların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi