17. Hukuk Dairesi 2014/11641 E. , 2016/10661 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleten/sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçların sebep olduğu çok araçlı kazada, davacıya ait araca çarpılması sonucu, davacının vücudunda birçok kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığını, tedavisinin hala devam ettiğini, inşaat şirketinde SSK"lı çalışan davacının kazadan beri iş ve gücünden kaldığını ve uzunca süre de çalışamayacağını, SGK"nın karşılamadığı hastane ve tedavi masrafları yapmak zorunda kaldığını, manevi olarak zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 100,00 TL. maddi ve 15.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 30.09.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam maddi tazminat taleplerini 144.243,20 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, kazada diğer davalı sürücünün tam kusurlu olduğu ve davalının kusuru olmadığını, tedavi masraflarının SGK tarafından karşılandığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davalının kazada kusuru olmadığını, davacının maddi tazminat taleplerini öncelikle sigortacıya yöneltmesi gerektiğini, tedavi masraflarının SGK tarafından karşılandığını, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... A.Ş. vekili, diğer davalı ..."ya ait aracın trafik sigortacısı olduklarını, poliçe limitiyle sınırlı olarak ve sigortalılarının kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 2.982,17 TL. iş kaybı ve 139.804,03 TL. güç kaybı olmak üzere toplam 142.786,20 TL"nin yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; faizin davalı ... yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işletilmesine ve davalı sigortacının poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu tutulmasına; 8.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faziyle birlikte davalılar ... ve ..."tan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalıların oluşan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumlu olmaları ve davacının kazada kusuru bulunmaması nedeniyle, davalıların toplam tam kusurunun benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, tedavi gideri ile işgöremezlik zararlarından oluşan maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, yaralanması nedeniyle yaptığı ve SGK tarafından karşılanmayan, belgeli ve belgesiz birçok tedavi masrafı olduğunu ileri sürerek 1.457,00 TL (ıslahla) tedavi gideri talebinde bulunmuş; mahkemece, davacının talep edebileceği tedavi gideri bulunup bulunmadığı konusunda herhangi bir inceleme yapılmamış ve hüküm tesis edilmemiştir. Mahkemenin işgöremezlik zararı hesabına ilişkin olarak aldığı ve benimsediği bilirkişi raporunda ise, tedavi giderleri yönünden gerekli irdelemenin yapılmadığı, belge sunulmadığından mahkeme tarafından takdirinin gerekeceği şeklinde görüş bildirildiği görülmektedir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez.
Bu durumda mahkemece, davaya konu kazada, davacının birçok kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanması nedeniyle, cerrahi operasyonlar geçirdiği, bu operasyonların ardından devam edecek tedaviye yönelik olarak pansuman, tek kullanımlık tıbbi malzeme, ilaç, özel kıyafet, bandaj vs. gibi birçok sebeple masraf yapacağı; tedavisinin devamı süresince tedavi gördüğü yer ile ikametgahı arasındaki ulaşımını sağlamak için yol gideri yapacağı hususlarını da gözeten, konusunda uzman doktor bilirkişiden, davacının tedavi ve tedavi amaçlı yol giderlerinin hesaplanması konularında, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre, davacının tedavi giderlerine ilişkin talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve 6100 sayılı HMK"nun 297/2. maddesine aykırı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Davacı taraf, uğradığı cismani zarar nedeniyle manevi tazminat isteminde de bulunmuş; mahkemece, hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata hükmedilmiş ise de; bu bedel somut olayın özelliklerine uygun olmamıştır.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının % 32,2 daimi işgöremezlik oranı ve
tedavi sürecinin uzunluğu, kazada davacının kusurunun olmayışı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 7.173,72 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.