Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın tehdit suçunu eşe karşı yaralama suçuyla birlikte işlediği, 5271 sayılı Yasa"nın 253. maddesinin 3. fıkrasına 5918 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen son cümlesinin yürürlük tarihinin 09.07.2009 olduğu ve bu tarihten önce uzlaşma kapsamında bulunan bir suçun, uzlaşma kapsamında bulunmayan başka bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşmaya konu olabileceği belirlenerek dosya görüşüldü: 1-Hakaret ve yaralama eylemlerinden hükmolunan mahkumiyet kararında öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olması nedeniyle Yerel Mahkemece verilen temyiz isteğinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itirazın, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, yerel mahkemenin redde ilişkin kararının ONANMASINA, 2-Tehdit eyleminden kurulan hükmün temyizine gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi, Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken denetim yükümlülüğü getirilmediği halde, 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesinin 1. cümlesi gereğince hükmün açıklanmasıyla yetinilmesi yerine hapis cezasının paraya çevrilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.