Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/54
Karar No: 2020/331

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/54 Esas 2020/331 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/54 E.  ,  2020/331 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 405-369

    Parada sahtecilik suçundan sanık ..."ın TCK"nın 197/1, 62/1, 52 ve 54/4. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, müsadereye, sahte paraların 5320 sayılı Kanun"un 17 ve Sahte Banknotların İncelenmesi ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 16. maddeleri uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına gönderilmesine, CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanık hakkında 5 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05.11.2012 tarihli ve 333-347 sayılı kararın kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle dosyayı ele alan İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesince 18.12.2013 tarih ve 451-404 sayı ile, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması suretiyle sanığın TCK"nın 197/1, 62/1, 52/2 ve 53/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 08.10.2015 tarih ve 5391-22385 sayı ile;
    “1- CMK"nın 231/11. maddesine göre hükmün açıklanmasına yönelik kararda; Ceza Genel Kurulunun 18.11.2014 gün ve 2013/8-830 esas, 2014/502 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3, CMK"nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle infazı kabil bir hüküm kurulması gerekirken, gerekçesiz olarak hükmün açıklanması geri bırakılan karara atıf yapılmak suretiyle hüküm kurulması,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de;
    a) Temel ceza tayin olunurken hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
    b) Açıklanan yeni hükümle birlikte önceki hüküm ortadan kalktığından emanette kayıtlı sahte paraların 5237 sayılı TCK"nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine ve 5320 sayılı Yasa"nın 17. ve Sahte Banknotların İncelenmesi ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 16. maddeleri uyarınca Merkez Bankasına gönderilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 24.12.2015 tarih ve 405-369 sayı ile (1) ve (2-b) numaralı bozma nedenlerine uymuş, (2-a) numaralı bozma nedenine ise;
    "01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 49. maddesinde süreli hapis cezasının kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamayacağının;
    TCK"nın 52. maddesi adli para cezasının 5 günden az ve kanunda aksi hüküm bulunmayan hallerde de 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının en az 20 en fazla 100 TL gün karşılığı çarpımı bulunacak para cezası olacağını düzenlemiştir.
    5237 sayılı TCK"da kanun koyucu bir kısım suçlarda hapis cezasının yanında elde edilen ekonomik menfaate göre adli gün karşılığı para cezasının da verilmesini düzenlemiş olup, burada suç işleyen kişiye elde ettiği menfaatin karşılığında ayrıca hapis cezasının yanında ekonomik bir yaptırımı, para cezasını da öngörmüştür.
    Kanunda aksi belirtilmediği durumda TCK 49"a göre hapis cezasının alt sınırı bir ay, adli gün para cezasının alt sınırı da beş gün olarak düzenlenmiştir.
    Ancak olayımızda TCK 197/1. madde uygulanmış olup, hapis cezasının alt sınırı TCK 49"daki düzenlenen bir aylık alt sınır olmayıp iki yıllık cezayı gerektiren alt sınır belirlemiştir. Burada kanun koyucu 49. maddeden ayrılarak kendisi temel asgari ceza tayinine gitmiştir.
    Keza 197. madde de yine kanun koyucu 2 yıllık hapis cezasının yanında 10.000 güne kadar adli gün karşılığı para cezası verilebileceğini düzenlemiştir, burada üst had TCK 52"deki gibi 730 gün değil, kanun koyucu ekonomik yaptırımında olaya göre hâkim tarafından takdir edilmesi amacıyla 10.000 günlük bir üst had getirmiş, diğer hususu mahkemenin veya hâkimin takdirine bırakmıştır.
    İki yıllık hapis cezası eşiği olan bir yerde TCK 52"deki beş günlük adli gün para cezası uygulanacağını düzenleyen hiçbir emredici hüküm de yoktur.
    Yargıtayımızın birçok dairesi de mahkememizin gerek TCK 197, gerekse uyuşturucuyu düzenleyen 188/3. fıkrasındaki benzer uygulamalarında 8. Ceza Dairesinin bozmasına benzer bir bozma yapmadığı gibi kararlarımızı da onamıştır.
    Bozma kararı veren Yargıtayımızın 8. Ceza Dairesi asgari had uygulamasında kanun koyucunun iradesini farklı yorumlamış olup, bu husus kanun koyucunun iradesine uygun düşmediği gibi TCK 49"daki düzenlemenin aksine bir aydan fazla hapis cezasını gerektirir durumlarda hapis cezasındaki eşiğe uygun olarak adli gün para cezasını da mahkemenin belirlenen sınırlar içinde takdir edebileceği, buradaki beş günlük asgari gün para cezasının bir aylık hapis cezası söz konusu olduğu yerde geçerli olacağı, olayımızda bu kabulün mümkün olmayacağı, keza Türk Ceza Kanunu"nun yürürlüğe girdiği 01 Haziran 2005 yılından sonraki özellikle TCK 86/2 yönünden seçimlik ceza olarak hapis veya adli gün para cezası düzenlendiği, dört aylık hapis cezasının verilmeyip gün para cezasının takdir edilmesi durumunda hapis cezasının alt sınırını karşılayan gün kadar para cezası verileceği yönündeki TCK 61. madde de 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun"un 1. maddesiyle yapılan düzenleme de dikkate alınarak kanun koyucunun iradesinin mahkememiz uygulaması yönünde olduğu ve mahkememizin TCK 197/1 kapsamında iki yıllık hapis cezasının yanında takdiren 60 adli gün karşılığı para cezası tayininde bir isabetsizlik bulunmadığı" gerekçesiyle direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.03.2016 tarihli ve 101014 sayılı "düzeltilerek onama" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 518-632 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 17.01.2018 tarih ve 412-504 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İnceleme dışı sanık ... hakkında parada sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında parada sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında hapis cezası alt sınırdan verilirken, aynı gerekçe ile gün adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Kolluk tarafından düzenlenen olay tutanağına göre; 10.07.2012 tarihinde saat 13.40 sıralarında haber merkezi tarafından Vali Rahmi Bey Mahallesi, ... Buca/İzmir adresinde bulunan ... Eczanesinde sahte para verme olayı olduğunun bildirildiği, olay yerine giden kolluk görevlileri ile görüşen eczane sahibi şikâyetçi ..."ın o sırada eczanede bulunan sanık ...’ı göstererek sanığın yaptığı alışveriş karşılığında ibraz ettiği bir adet A368 357894 seri numaralı 100 TL’nin sahte olduğunu düşünerek 155 Polis İmdat Hattını aradığını belirttiği, bu sırada tedirgin hareketlerde bulunan sanık ...’in kolluk görevlilerine tuvalete gitmesi gerektiğini söylemesi üzerine sanıktan üzerinde bulunan malzemeleri çıkartmasının istendiği, sanığın üzerinden çıkartıp masaya bıraktığı malzemeler içinde bir adet A368 357895 seri numaralı 100 TL daha olduğunun görülmesi üzerine her iki paranın da sahte olabileceği düşünülerek muhafaza altına alındığı, polis merkezine dönmek amacıyla eczaneden dışarı çıkıldığında aynı cadde üzerinde bulunan... Eczanesi çalışanı tanık ..."ın elinde bulunan bir adet A368 357890 seri numaralı 100 TL ile kolluk görevlilerinin yanına gelerek sahte olduğunu düşündüğü söz konusu parayı cadde üzerindeki, beyaz renkli, ...plaka sayılı araçta bulunan şahısların yapmış oldukları alışveriş karşılığında verdiklerini belirttiği, ardından bu araçta bulunan inceleme dışı sanık ... ile ... isimli şahsın da yakalandıkları, yapılan üst aramalarında inceleme dışı sanık ...’ın üzerinde bir adet gerçek 100 TL paranın bulunduğunun tespit edildiği,
    Kolluk tarafından düzenlenen 11.07.2012 tarihli tutanakta; ... Ezcanesinde bulunan güvenlik kameralarının tadilat nedeniyle olay anında kayıt yapmadıklarının tespit edildiği,
    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen 12.07.2012 tarihli ve 1056 sayılı raporda; A368 357890, A368 357894 ve A368 357895 seri numaralı üç adet 100 TL değerindeki banknotların sahte olduğu, aldatma (iğfal, sürüm) kabiliyetlerinin bulunduğu, yapılışlarındaki özen ve ustalık derecesi nedeniyle sahte olduklarının ilk bakışta herkes tarafından kolaylıkla anlaşılamayacağı, para destesi veya paketi içinde yer almaları durumunda sahte olduklarının ilk bakışta herkes tarafından kolaylıkla anlaşılmasının mümkün olmadığı, uzmanlarca veya veznedarlar gibi para işinin bir parçası olan insanlarca sahte olduklarının anlaşılacağı görüşüne yer verildiği,
    İnceleme dışı sanık ...’ın eşi olan... tarafından düzenlenen 14.08.2012 havale tarihli dilekçede; 10.07.2012 tarihinde eşi olan inceleme dışı sanık ...’in İzmir Kal-Petrol Ltd. Şti. tarafından işletilmekte olan OPET benzin istasyonundan akaryakıt aldığını, buna ilişkin kamera görüntüleri incelendiğinde de inceleme dışı sanık ...’in yanında sadece ... isimli şahsın bulunduğunun görüleceğini belirttiği, ekinde ise bir adet CD ile 10.07.2012 tarihinde saat 13.19.32’de düzenlenen iki adet pompa fişi fotokopisi ibraz ettiği,
    Sanık ... adına kayıtlı olan 0 ....numaralı hat ile tanık ... adına kayıtlı olup olay tarihinde inceleme dışı sanık ...’ın kullandığını belirttiği 0 .... numaralı hatta ilişkin 05.07.2012-13.07.2012 tarihleri arasındaki iletişimin tespitine yönelik raporların incelenmesinde aralarında herhangi bir görüşme kaydına rastlanılmadığı,
    İnceleme dışı sanık ...’ın eşi olan... tarafından ibraz edilen CD’nin bilirkişi tarafından incelenmesi sonucunda hazırlanan 29.08.2012 tarihli raporda; CD’de yer alan görüntülerin 12.00-13.00 saatlerini kapsadığı ancak ibraz edilen pompa fişi fotokopileri incelendiğinde inceleme dışı sanık ...’ın 13.19.32’de aracına yakıt aldığı anlaşılmakla söz konusu CD’nin araca yakıt alınan saati kapsamadığı gerekçesi ile çözümünün yapılmadığının, CD’nin başlangıcında, ortasında ve sonunda yer alan görüntülerin ise rapora eklendiğinin belirtildiği,
    Sanık ...’ın 12.02.2013 tarihinde işlediği bina içinde muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçundan İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesince 16.09.2013 tarih ve 253-615 sayı ile TCK’nın 142/1-b, 62, 51 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmeksizin 02.11.2013 tarihinde kesinleştiği, bu ilamın da açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına esas alındığı,
    Yerel Mahkemece sanık hakkında parada sahtecilik suçundan hüküm kurulurken, "suçun işleniş şekli, sanığın yakalanış biçimi, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen tehlike ve zararın ağırlığı, sanıkta ele geçen paraların sayısı nazara alınarak takdiren" şeklindeki gerekçe ile temel cezanın 2 yıl hapis ve 60 gün adli para cezası olarak belirlendiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Şikâyetçi ... aşamalarda benzer şekilde; ... Eczanesinin sahibi olduğunu, 10.07.2012 tarihinde saat 13.30 sıralarında ismini polis merkezinde öğrendiği sanık ...’in iş yerine tek başına gelerek ilaç almak istediğini söyleyip bir adet 100 TL ibraz ettiğini, parayı kontrol ettiğinde sahte olduğunu anlayınca polisi arayarak durumu haber verdiğini, kısa bir süre sonra polis ekibinin geldiğini, sahte olduğunu düşündüğü 100 TL’yi polislere teslim ettiğini, bu sırada eczanede bulunan sanık ...’in görevlilere ısrarla tuvalete gitmek istediğini söylediğini, polislerin de sanıktan üzerinde bulunan malzemeleri masaya bırakmasını istemeleri üzerine sanığın üzerinden bir adet sahte 100 TL daha ele geçirildiğini, sanık ...’den şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istemediğini,
    Mağdur ... aşamalarda benzer şekilde; ... Eczanesinde çalıştığını, 10.07.2012 tarihinde saat 13.30 sıralarında daha önceden tanımadığı 22-23 yaşlarında, esmer, l60-165 cm boylarında, ayağında parmak arası terlik olan, üzerinde tişört bulunan bir erkek şahsın eczaneye gelerek Novalgin isimli ilacı istediğini, kendisinin de ilacı verdiğini, bunun karşılığında şahsın aynı eczanede çalışan diğer arkadaşına verdiği 100 TL"yi alarak para kalemi ile kontrol ettiğini, bir sorun görmeyince para üstü olarak 96 TL verdiğini, şahsın para üzerini ve ilacı alarak eczaneden ayrıldığını, yaklaşık beş dakika sonra yemekten eczaneye gelen arkadaşlarının diğer eczanede sahte para olayı olduğunu ve kendisinden ilaç alan olup olmadığını sorduklarında, bir şahsın ilaç alıp karşılığında 100 TL verdiğini belirtiğini, arkadaşlarına bu parayı gösterdiğinde sahte olduğunu söylediklerini, bunun üzerine hemen eczaneden çıkarak etrafa baktığında eczanenin önünde beyaz renkli bir aracın içinde iki kişi olduğunu ve kendisine sahte para veren şahsın da aracın içinde olduğunu gördüğünü, aracın yanına gittiğinde kendisine sahte para veren şahsın başını eğerek eliyle yüzünü saklamaya çalıştığını, daha sonra polislere şahsı göstererek kendisine sahte 100 TL verdiğini söylediğini, kendisinde bulunan sahte 100 TL’yi de polislere teslim ettiğini, kendisine sahte para veren ismini polis merkezinde öğrendiği inceleme dışı sanık ...’dan şikâyetçi olmadığını,
    Tanık ... aşamalarda benzer şekilde; ... Eczanesinde çalıştığını, 10.07.2012 tarihinde saat 13.30 sıralarında iş yerine gelen ismini sonradan öğrendiği inceleme dışı sanık ..."ın diğer arkadaşlarından Novalgin isimli ilacı istediğini, ilacı aldıktan sonra şahsın eczaneden ayrıldığını, kısa bir süre sonra yemekten gelen arkadaşlarının diğer eczane önünde polis olduğunu görünce eczaneye gitmeleri üzerine sahte para olayının olduğunu ögrendiklerini, bunu üzerine söz konusu şahsın kendilerine vermiş olduğu parayı kontrol ettiklerinde paranın sahte olduğunu anladıklarını, ardından orada bulunan görevlilerin yanlarına gittiklerini, o sırada beyaz renkli aracın içindeki şahıslardan inceleme dışı sanık ..."in kendilerini görünce yüzünü saklamaya çalıştığını,
    İnceleme dışı sanık ... aşamalarda benzer şekilde; 10.07.2012 tarihinde saat 13.30 sıralarında Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi’nin önünde önceki gün satın aldığı ... plaka sayılı aracın satışını almak için beklediğini, ruhsat sahibi olan soy ismini bilmediği ... isimli kişinin bu hastanede çalıştığını, bu şahıs ile kendisinin irtibata geçmediğini ancak eniştesi olan tanık ...’ün bu konuda kendisini yönlendirdiğini, aracın ruhsat sahibi olan kişinin hastanenin önüne geleceğini, kendisinin beyaz renkli, Şahin marka, ...plaka sayılı aracının içinde yeğeni olan ... isimli şahısla beklerken eczanenin karşısında bulunan polislerin yanına gelerek hakkında şikâyet olduğunu ve 100 TL sahte para vererek ilaç aldığını söylediklerini, suçlamayı kabul etmediğini, olay öncesinde ve sonrasında hiçbir suretle aracından inmediğini, kimseden alışveriş yapmadığını, olayla ilgili bir bağlantısının olmadığını, hakkında şikâyette bulunan eczacının kendisini biri ile karıştırmış olabileceğini düşündüğünü, sanık ...’ı tanımadığını,
    Tanık ... aşamalarda benzer şekilde; inceleme dışı sanık ...’ın kendi baldızının oğlu olduğunu, bu şahsa bir araç alacaklarını, araç sahibinin Buca Seyfi Demirsoy Hastanesinde hasta ziyaretinde olduğunu telefonla öğrendiğini, daha sonra buluşma saatini 13.30 olarak kararlaştırdıklarını, inceleme dışı sanık ... ile oğlu olan ...’ü hastanenin bulunduğu yere gönderdiğini, aracın satışını verecek olan ... isimli şahıs gecikince inceleme dışı sanık ... ile oğlu olan ...’ın yanına polisin geldiğini, bunun üzerine bu şahsı tekrar aradığını, bu sırada polislerin inceleme dışı sanık ... ile ...’ı karakola götürdüklerini öğrendiğini,
    Tanık ... aşamalarda benzer şekilde; ... plaka sayılı aracı bulunduğunu, bu aracın satışı ile yeğeninin ilgilendiğini, olay tarihinde kendisini daha önceden tanımadığı aracını satın almak isteyen bir kişinin aradığını, hastanede işi olduğundan Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi önünde buluşacaklarını, görüşme saatini 13.30 olarak ayarladıklarını, daha sonra ismini sonradan öğrendiği ...’ün tekrar kendisini aradığını, “Seni eczanenin önünde bekliyoruz.” dediğini, 5-10 dakika sonra çıkacağını söylediğini, bir süre sonra tekrar aradığını ve “Çocukların başında polis varmış bir bakıver.” dediğini, kendisinin de hastanenin önüne geldiğinde kimsenin olmadığını, tanık ... ile inceleme dışı sanık ...’ı tanımadığını, olayla ile ilgili bildiklerinin bundan ibaret olduğunu,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... aşamalarda benzer şekilde; 06.07.2012 tarihinde sahibi olduğu cep telefonunu tanımadığı bir seyyar satıcıya 100 TL’ye sattığını, olay tarihine kadar bu 100 TL"yi yanında bulundurduğunu, 10.07.2012 tarihinde saat 12.30 sıralarında olay yerinin yakınlarında bulunan bir parkta evinde beraber kaldığı Fatma Yavuz isimli arkadaşı ile otururken 45-50 yaşlarında orta boylu, hafif kilolu, beyaz tenli, kır saçlı bir kadının yanlarına gelerek kendisine 100 TL verip bu para ile eczaneden iki adet Vermidon ilacı almasını istediğini, bunun üzerine parktan ayrılarak ismini bilmediği bir eczaneye gidip iki adet Vermidon aldığını, karşılığında söz konusu kadından aldığı 100 TL’yi eczacıya verdiğini, eczacının paranın sahte olduğunu söyleyerek polis çağırdığını, parayı bir komşunun verdiğini söylemesine karşın kendisine inanmadıklarını, bir süre sonra polislerin gelerek üzerinde para olup olmadığını sorduklarını, kendisinin de sattığı telefonun karşılığında aldığı 100 TL’yi gösterdiğinde o paranın da sahte olduğunu söylediklerini, birlikte ikamet ettiği Fatma Yavuz isimli şahsın nerede olduğunu, açık kimlik ve adresini bilmediğini, inceleme dışı sanık ...’ı ilk kez polis merkezinde gördüğünü, daha öncesinde tanımadığını savunmuştur.
    TCK’nın “Parada sahtecilik” başlıklı 197. maddesinin birinci fıkrası; “Memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen tedavülde bulunan parayı, sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişi, iki yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
    5237 sayılı Yasanın 61. maddesinin birinci fıkrasında; hâkimin somut olayda;
    “a) Suçun işleniş biçimini,
    b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
    c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
    d) Suçun konusunun önem ve değerini,
    e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
    f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
    g) Failin güttüğü amaç ve saiki,”
    Göz önünde bulundurarak, temel cezayı belirleyeceği hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un üçüncü maddesinin birinci fıkrasında ise “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine” hükmolunacağı belirtilmiştir.
    Yasa koyucu, bu şekilde cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime, olayın özelliği, failin kişiliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saiki ile ilgili dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.
    Diğer taraftan TCK"nın 52. maddesi;
    “1- Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
    2- En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
    3- Kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
    ...”
    Düzenlemesini taşımakta olup suçun kanuni tanımında adli para cezasının seçimlik ceza olarak ya da hapis cezası ile birlikte öngörüldüğü suçlarda temel ceza belirlenirken TCK"nın 61. maddesinin sekizinci fıkrasındaki; "Adlî para cezası hesaplanırken bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur." şeklindeki düzenleme de dikkate alındığında gün olarak belirlenen adli para cezasının bir gün karşılığının, kanunda düzenlenen iki sınır arasında mahkemece takdir edilmesi gerekmektedir.
    Suçun kanuni tanımında hapis cezası ve adli para cezasının öngörüldüğü suçlarda temel ceza belirlenirken hapis cezasının alt sınırdan tayini hâlinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de bunun gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin de yasal ve dosya içeriğine uygun olması gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    10.07.2012 tarihinde saat 13.40 sıralarında haber merkezi tarafından Vali Rahmi Bey Mahallesi, ... Buca/İzmir adresinde bulunan ... Eczanesinde sahte para verme olayı olduğunun bildirildiği, olay yerine giden kolluk görevlileri ile görüşen eczane sahibi şikâyetçi ..."ın o sırada eczanede bulunan sanık ...’ı göstererek sanığın yaptığı alışveriş karşılığında ibraz ettiği bir adet A368 357894 seri numaralı 100 TL’nin sahte olduğunu düşünerek 155 Polis İmdat Hattını aradığını belirttiği, bu sırada tedirgin hareketlerde bulunan sanık ...’in kolluk görevlilerine tuvalete gitmesi gerektiğini söylemesi üzerine sanıktan üzerinde bulunan malzemeleri çıkartmasının istendiği, sanığın üzerinden çıkartıp masaya bıraktığı malzemeler içinde bir adet A368 357895 seri numaralı 100 TL daha olduğunun görülmesi üzerine her iki paranın da sahte olabileceği düşünülerek muhafaza altına alındığı, polis merkezine dönmek amacıyla eczaneden dışarı çıkıldığında aynı cadde üzerinde bulunan... Eczanesi çalışanı tanık ..."ın elinde bulunan bir adet A 368357890 seri numaralı 100 TL ile kolluk görevlilerinin yanına gelerek sahte olduğunu düşündüğü söz konusu parayı cadde üzerindeki, beyaz renkli, ...plaka sayılı araçta bulunan inceleme dışı sanık ..."ın yapmış olduğu alışveriş karşılığında verdiğini belirttiği, ardından bu araçta bulunan inceleme dışı sanık ..."ın da yakalandığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen 12.07.2012 tarihli ve 1056 sayılı raporda; ele geçirilen A368 357890, A368 357894 ve A368 357895 seri numaralı üç adet 100 TL değerindeki banknotların sahte olduğunun ve aldatma kabiliyetlerinin bulunduğunun belirtildiği, yapılan yargılama sonucunda inceleme dışı sanık ... ile birlikte hareket ettiği kabul edilen sanık ... hakkında Yerel Mahkemece parada sahtecilik suçundan hüküm kurulurken, "suçun işleniş şekli, sanığın yakalanış biçimi, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen tehlike ve zararın ağırlığı, sanıkta ele geçen paraların sayısı nazara alınarak takdiren" şeklindeki gerekçe ile temel cezanın 2 yıl hapis ve 60 gün adli para cezası olarak belirlendiği, takdiri indirim maddesi uygulandıktan sonra ulaşılan 50 gün adli para cezasının bir günü 20 TL"den paraya çevrilip sonuç olarak sanığın 1 yıl 8 ay hapis ve 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılan, oluş ve sübutunda uyuşmazlık bulunmayan olayda; kanun koyucu tarafından adli para cezasının belirlenmesine ilişkin ayrıca bir düzenlemenin bulunmadığı suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesi hâlinde adli para cezasının da alt sınırdan belirlenmesi gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de hapis cezası ile birlikte adli para cezasının da öngörüldüğü suçlarda temel ceza belirlenirken gerek hapis gerekse adli para cezası yönünden TCK"nın 61. maddesinde gösterilen ölçütlerin göz önünde bulundurularak alt sınırdan ayrılma gerekçesinin gösterilmesi, dayanılan gerekçenin de dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olması ve belirlenecek temel cezanın aynı gerekçeye dayanması hâlinde hapis ve adli para cezasının da aynı oranda belirlenmesi gerektiği göz önüne alındığında, Yerel Mahkemece suçun işleniş şekli, sanığın yakalanış biçimi, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen tehlike ve zararın ağırlığı ve sanıkta ele geçen paraların sayısı nazara alınarak “takdiren” denilmek suretiyle sanık hakkında hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği hâlde alt sınırdan uzaklaşma yönünde herhangi bir sebep ve farklı uygulama gerekçesi gösterilmeden aynı gerekçe ile adli para cezasının alt sınırın üzerinde belirlenmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün parada sahtecilik suçundan sanık hakkında hüküm kurulurken hapis cezası alt sınırdan belirlendiği hâlde, herhangi bir teşdit sebebi ve farklı uygulama gerekçesi gösterilmeden gün adli para cezasının alt sınırın üzerinde belirlenmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu üyesi; "Direnme kararının isabetli olduğu" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 405-369 sayılı direnme kararına konu hükmünün, parada sahtecilik suçundan sanık hakkında hüküm kurulurken hapis cezası alt sınırdan belirlendiği hâlde, herhangi bir teşdit sebebi ve farklı uygulama gerekçesi gösterilmeden gün adli para cezasının alt sınırın üzerinde belirlenmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 30.06.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi