Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/802
Karar No: 2021/709
Karar Tarihi: 29.04.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/802 Esas 2021/709 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
... HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
ESAS-KARAR NO : ...
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, Davalının müvekkili şirket ile arasındaki ticari ilişki nedeniyle 31/10/2011 tarihli 54.085,50 TL bedelli, 02/12/2011 tarihli 47.757,85 TL bedelli, 02/12/2011 tarihli 56.042,38 TL bedelli, 28/11/2011 tarihli 48.732,50 TL bedelli, 26/11/2011 tarihli 75.572,53 TL bedelli ve 30/11/2011 tarihli 48.732,50 TL bedelli faturalar ile belirtilmiş miktar kadar ürün aldığını ancak ilgili ürünlerin bedelini ödemediğini, müvekkilinin davalı ile harici görüşmelerinin sonuç vermediğini, davalının müvekkiline Ankara 25. Noterliğinin 12/12/2011tarih ... numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini, davalı söz konusu ihtarnamede 30/11/2011 tarihli 48.732,50 TL bedelli, 02/12/2011 tarihli 56.042,38 TL bedelli ve 02/12/2011 tarihli 47.757,85 TL bedelli faturalara itiraz ederek ürünleri teslim almadığını iddia ettiğini, diğer faturaların birim fiyatına ve teslim edilen ürünlere itiraz ettiğini, ilgili faturalara iade faturası düzenlediğini, müvekkilince Kayseri 7. noterliğinin 22/12/2011 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, bu ihtarname ile davalıya borcunu ödemesi konusunda 3 günlük süre verildiğini, davalının verilen sürede borcunu ödememesi üzerine Ankara 25. Noterliğinin 30/12/2011 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarını keşide ettiğini, müvekkili tarafından faturalarda yazılı ürünlerin davalıya kargo vasıtasıyla teslim edildiğini, ilgili kargo şirketinin teslim tutanakları ve defterlerin incelenmesi sonucu davalının kötü niyetli olduğunun anlaşılacağını ileri sürerek davalının kötü niyetli olarak mal kaçırma çabasında olduğunu bu nedenle davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulması ile davalı tarafından bu güne kadar ödenmeyen faturalardan kaynaklı alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, 6100 Sayılı HMK'nın 6. maddesi gereğince davalı şirketin merkezinin Ankara da olduğunu, davaya bakmaya Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkisizlik itirazı bulunduğunu, ihtiyati haciz talebinin İ.İ.K.'nun 258. Maddesinin 1 fıkrası uyarınca yersiz olup hukuka uygun olmadığını bu nedenle reddini talep ettiklerini ayrıca davalı ile davacı arasında ticari ilişki olduğunu, anlaşmazlığın asıl sebebinin davacı ile oğlu arasındaki anlaşmazlık olduğunu, aldıkları ürünlerin ücretini kimi zaman peşin kimi zaman aldıktan en geç 2 hafta içerisinde davacı yahut oğluna ait hesaba yatırıldığını, davacı tarafın dayandığı alacak konusu faturalara ilişin itirazlarını Ankara 25. Noterliğinin 12/12/2011 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile belirttiklerini, 30/11/2011 tarihli ve 02/12/2011 tarihli faturaları kesinlikle kabul etmediklerini, belirtilen faturalardaki ürünleri teslim almadıklarını, 28/11/2011 tarihli faturada belirtilen ürünlerin birim fiyatları kasıtlı olarak yüksek tutulduğunu, 26/11/2011 tarihli faturanın hen içeriğinin hem de tutarı açısından yanlış olduğunu, 31/10/2011 tarihli faturaya ise bir itirazlarının olmadığını, bedelinin davacı tarafa ödendiğini, davacı ile davalı arasında bir sözleşmenin mevcut olmadığını, tarafların alacak verecek hesapları ile ilgili telefon ve internet üzerinden iletişim kurduklarını, müvekkilinin davacı firmaya hiç borcunun bulunmadığını davanın tümüyle reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece 15/12/2016 tarih ve ... sayılı karar ile ilk olarak ; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı tarafın ticari defterlerinde davalı adına düzenlenen toplam fatura tutarının 472.447,49 TL olduğu, davalının borçlu olmadığı tespit edilen fatura bedellerinin toplamı olan 152.532,73 TL'nin mahsup edildiğinde geriye kalan davacı alacağının 319.914,76 TL olduğu, davalının ise toplam 424.669,04 TL ödeme yaptığı ödeme miktarının davacının alacağından daha fazla olduğu, davacının açtığı alacak davasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nin 11/07/2019 tarih ve.... Karar sayılı ilamıyla davacıya, karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkının hatırlatılması gerektiği belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiş, Mahkemece davacı vekiline "yemin" teklif edip etmeyeceği sorulmuş, davacı vekili 20/12/2019 tarihli oturumda davalı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini bildirdiğinden davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine, davalılar lehine 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna;
1-Davacı vekili tarafından; istinaf sebeplerinde iddialarını tekrarlayarak, dava konusu faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu, teslim hususu yönünden en önemli delilleri olan kargo tutanakları istenmeden dava hakkında karar verildiği, eksik inceleme yapıldığı, ilgili kayıtlar getirtildiğinde müvekkilinin ürünleri davalıya teslim ettiği, dolayısıyla 30.11.2011 tarihli, .... nolu, 56.042,38 TL bedelli ve 02.12.2011 tarihli, .... nolu, 47.757,85 TL bedelli faturalar yönünden de davalıdan alacaklı olduğunun anlaşılacağı, tarafların sunmuş olduğu delillerle bağlı olduklarının kabulü ile davalıya, bilirkişinin teslim edildiğinin ispatlanamadığını belirttiği 3 faturanın ve ürünlerin teslim edildiğinin ve davalının dava değeri kadar müvekkile borçlu olduğunun kabulü gerektiği, dosya içerisinde üç rapor alınmış olup raporlar arasında ciddi çelişkiler bulunduğu, müvekkilin oğlu... yapılan ödemelerin sanki müvekkile yapılmış gibi kabulünün hatalı olduğu bildirilmiştir.
2-Davalı vekili de; ilk kararda davalı müvekkili lehine nispi 23.265,71TL vekalet ücretine hükmedildiği, kararın kaldırılması üzerine ise davacının yemin deliline dayanmayacağını bildirmesi üzerine de davanın reddine karar verildiği, her ne kadar verilen davanın reddi kararı doğruysa da istinaf mahkemesinin kaldırma kararında vekalet ücretinin hatalı olduğuna dair bir tespit yokken nispi tutar yerine maktu tutar üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğu, dava değeri 288.595,15TL olup, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince davalı müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, mahkemece maktu tutar olan 2.725TL'ye hükmedilmesinin hatalı olduğu, ayrıca yine vekalet ücretine dair 3 numaralı bentte dosyada tek bir davalı olmasına rağmen "davalılar" şeklinde hüküm kurulmuş olup bu yönüyle de verilen kararın hatalı olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Mahkemece eksik incelemeye dayalı araştırma yapılıp yapılmadığı, davacının alacağını kanıtlayıp kanıtlayamadığı; vekalet ücreti uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
1-Dava, faturalara konu mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı yan 31/10/2011 tarihli 54.085,50 TL bedelli, 02/12/2011 tarihli 47.757,85 TL bedelli, 02/12/2011 tarihli 56.042,38 TL bedelli, 28/11/2011 tarihli 48.732,50 TL bedelli, 26/11/2011 tarihli 75.572,53 TL bedelli ve 30/11/2011 tarihli 48.732,50 TL bedelli faturalara dayalı olarak davalıya ürün sattığını, bedelinin ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı yan 31/10/2011 tarihli faturaya bir itirazlarının olmadığını, bedelinin davacı tarafa ödendiğini belirtip diğer faturalara itirazlarını bildirmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarından davacının banka hesabına 21 adet banka dekontu ile 177.489,34 TL davalı tarafça ödeme yapıldığı, ayrıca davacı ticari defterlerine işlenen ancak dekontu sunulmayan 31.03.2011 tarihli 6.363,00 TL ödeme ile birlikte toplam 183.852, 34 TL olarak belirlendiği, davalının dava ihbar edilen ... yapılan ödemelerin ise banka hesabına 22 adet dekont ile 240.816,70 TL ödeme yapıldığı davalının, davacının oğlu .... de ödeme yaptığını belirterek davanın ihbar edilmesini istediği davacının veya oğlunun ödemelerin başka bir nedenle yapıldığını iddia ve ispat edemediğini öte yandan SGK yazısından ... 03.04.2007- 19.12.2011 tarihleri arasında davacının işyerinde çalıştığı dava konusu faturalardan en sonuncusunun 02.12.2011 tarihli olduğu bu faturaların düzenlendiği tarihte ...'in davacının çalışanı olduğu ve ödemelerin yapıldığı tarihte de çalışan olduğundan bu şahsa yapılan ödemenin de düşülmesi gerektiği buna göre davalının ödemeler toplamının 424.669,04TL olduğu davacının alacağının 319.914,76 TL olup mahsup edildiğinde davalı tarafça 104.754,28 TL fazla ödeme yapıldığı, bakiye alacağı olmadığının belirlendiği görülmektedir.
Mahkemece dava konusu altı faturadan davalının sadece 31/10/2011 tarihli faturaya itiraz etmeyip kabul ettiği, 30/11/2011 ve 02/12/2011 tarihli faturaları ve bu faturalardaki malların kendilerine teslim edildiğini davacının sevk irsaliye tarihleri yazılmışsa da belgesinin sunulmadığı, teslimi kanıtlayamadığı, 28/11/2011 ve 26/11/2011 tarihli faturaların ise davalının içeriği ile fiyatlarına itiraz ettiği, ancak 26/11/2011 tarihli faturanın davalı tarafın ticari defterlerine kaydedildiği, teslime ilişkin bu fatura yönünden davalının bir itirazının bulunmadığı ancak teslim alınan miktarın faturada yazdığı kadar olmadığını ve faturada belirtilen mal cinsinin farklı olduğunu beyan ettiği fakat faturaya herhangi bir itirazda bulunmaksızın defterine kaydetmesi sebebiyle bu fatura bedelinden sorumlu olacağı; 28/11/2011 tarihli faturanın ise davalı tarafça birim fiyatına itiraz edilmiştir. Bilirkişi heyetinde yer alan teknik bilirkişi tarafından davalının ürün fiyatına yaptığı itirazın davacı tarafça daha önce kesilen faturalarda ki birim fiyatların 43,50 TL, 45,00 TL, 49,00 TL olması nedeniyle bu faturadaki 48,25 TL birim fiyatın fahiş olmadığı belirtilmiş olduğundan davalının bu fatura bedelinden de sorumlu olduğu;28/11/2011 tarihli faturanın ise davalı tarafça birim fiyatına itiraz edildiği, itirazın davacı tarafça daha önce kesilen faturalardaki birim fiyatlarına göre fahiş olmadığının bilirkişice belirlenmiş olduğundan davalının bu fatura bedelinden de sorumlu olduğu, itiraz edilen 30.11.2011 ve 02.12.2011 tarihli faturalardan davacının fatura konusu malları davalıya teslim ettiğini ispat edemediği, bu iki faturadan sorumlu olmayacağı belirlenerek davacıya davalı tarafça kendisine ve oğlu ... ... yapılan ödemeler toplamının gözetilmesi gerektiği, zira ...'in fatura ve ödeme tarihlerinde davacının çalışanı olduğu, buna göre davalının ödemeler toplamının 424. 669,04 TL olduğu davacının bakiye alacağının 319.914,76 TL olup mahsup edildiğinde davalı tarafça 104.754,28 TL fazla ödeme yapıldığı, bakiye alacağı olmadığının belirlenip, davacı yanın yemin de teklif etmediği gözetilerek diğer hususların kanıtlanamadığı benimsenerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddi gerekmiştir.
2-Ne var ki davacı davasını 288.595,15TL değer üzerinden açmış olup, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden mahkemece ilk kararda davalı lehine 23.265,71TL vekalet ücretine hükmedildiği de gözetilerek istinaf edenin sıfatına göre bu miktarda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece 2.725,00TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 23.265,71TL vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde ilk derece mahkemesi kararının HMK'nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1.b.1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin .... K, 20/12/2019 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.285,65TL harcın mahsubu ile kalan 4.241,25TL'nin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 23.265,71TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 69,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK'nın 333. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından kalan kısmın yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
4)Alınması gereken 59,30 TL istinaf harcından davacı tarafından yatırılan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran davalıya iadesine,
6)İstinaf eden davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7))İstinaf eden davalı tarafça yapılan 11,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9)HMK'nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10)Kararın tebliğinin Dairece yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 29/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan ...
e-imzalıdır

Üye ...
e-imzalıdır

Üye ...
e-imzalıdır

Katip ...
e-imzalıdır







Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi