21. Ceza Dairesi Esas No: 2015/5663 Karar No: 2016/530 Karar Tarihi: 21.01.2016
Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/5663 Esas 2016/530 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, yöneticisi olduğu şirketinde müştekinin özürlü kadrosunda çalıştığı, işten ayrılmış olmasına rağmen hala şirkette çalışıyor gibi gösterildiği suçlamasıyla özel belgede sahtecilik suçundan mahkum edilmiştir. Mahkeme, belge asıllarının incelenmesi ve şirket muhasebecisinin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, TCK'nun 52/4. maddesi yanlış değerlendirilmiş ve sanık hakkında hükmün açıklanmasını geri bırakma kararı verilmemiştir. Mahkeme kararı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca bozulmuştur. Kanun maddeleri detaylı olarak açıklanmamıştır.
21. Ceza Dairesi 2015/5663 E. , 2016/530 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1-)Sanığın, yöneticisi olduğu şirkette müştekinin özürlü kadrosunda çalıştığını, işten ayrıldığı halde halen şirkette çalışıyor gibi gözükmesinden şikayet üzerine haberinin olduğunu, çalışanların işe giriş ve çıkış işlemlerini muhasebe bölümünün yaptığını savunması, suça konu belge asıllarının dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; öncelikle sahte olduğu iddia edilen belge asıllarının celp edilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulması ve sanığın savunmasının doğruluğunun belirlenmesi için şirket muhasebecisinin tanık sıfatıyla olay hakkındaki beyanına başvurulması gerektiği ve sübutu halinde suça konu işe giriş bildirgelerinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına dahil olması nedeniyle eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesindeki resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmolunması, 2-)Kabul ve uygulamaya göre de; a-)Sanık ve müdafii lehe hükümlerin uygulanmasını talep ettiği halde, TCK"nun 52/4. maddesinin karar yerinde değerlendirilmemesi, b-)Sanığın 29.03.2012 tarihli celsede hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, sanık müdafiinin ise 30.05.2012 tarihli celsede bu yönde bir karar verilmesini talep etmediklerini beyan etmesi karşısında, beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden ve adli sicil kaydı bulunmayan, yargılama sürecindeki davranışları dikkate alınarak takdiri indirim nedenleri uygulanan sanık hakkında, 5271 sayılı CMK’nun 231/6. maddesi uyarınca sanığın hukuksal durumunun belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine "sanık vekilinin müvekkili hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediğinden" şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 21.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.