12. Ceza Dairesi 2015/2639 E. , 2015/6317 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar :Tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma, hakaret, haberleşmenin gizliliğini ihlal, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
Hüküm : Beraat.
Karar : Ret
Temyiz isteminin reddine ilişkin karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
CMK"nın 237/1. maddesinde, mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikayetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilecekleri belirtilmiş olup, aynı Kanun"un 237/2. maddesinin, “Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır.” hükmü de nazara alındığında, usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilip, duruşma günü bildirilmesine rağmen şikayetçi ve şikayetçi vekilinin yerel mahkemece karar verilinceye kadar davaya katılma talebinde bulunmadıklarının anlaşılması karşısında; katılan sıfatını taşımadığı gerekçesiyle şikayetçi adına vekili tarafından yapılan temyiz isteminin reddine ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 05.01.2015 gün ve 2014/394 sayılı ek kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, verilen red kararının isteme uygun olarak ONANMASINA, 13.04.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Muhalefet Şerhi:
Suçtan zarar gören müşteki ..."e sanık hakkında açılan kamu davasına delillerini sunma hakkı tanınmadan kamu davası sonuçlandırılmıştır.
Şöyleki:
1- İlk duruşmanın yapılacağı 27.11.2014 tarihinden bir gün önce 26.11.2014 günü, müşteki vekili mahkemeye verdiği dilekçede, müvekkili mağdurenin ikametgah adresinin... olduğunu belirterek şikayet ve dilillerinin sorulması için ...Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine talimat yazılmasını talep etmiştir.
2- Mahkeme, dosyaya ibraz edilen müşteki vekiline ait dilekçeyi nazara almadan ilk duruşma olan 27.11.2014 tarihinde "müşketi ve vekiline usulüne uygun olarak tebligatları yapıldığı, ancak hazır olmadığı anlaşıldı" şeklindeki kabulüyle davayı beraatle sonuçlandırmıştır.
5271 sayılı CMK"nın mağdur ve şikayetçinin haklarını düzenleyen 234. maddesinin 1/1-b alt bendinde, mağdur ile şikayetçinin, kovuşturma evresinde; duruşmadan haberdar edilme, kamu davasına katılma, tutanak ve belgelerden vekili aracılığı ile örnek isteme, tanıkların davetini isteme, vekili yoksa, baro tarafından kendisine avukat atanmasını isteme, davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma haklarının bulunduğu hüküm altına alınmış, maddenin son fıkrasında da, bu hakların mağdur ve şikayetçiye anlatılıp, açıklanacağı ve bu hususun tutanağa yazılacağı belirtilmiştir.
Müşteki avukatının duruşmaya katılıp katılma talebinde bulunması da beklenemez. Müşteki avukatı öncelikle müvekkilinin dinlenmesini istemiş ve muhtemelen müvekkili ile talimat mahkemesinde hazır bulunup taleplerini ve davaya katılma iradesini ortaya koyacaktı.
Mahkeme bu uygulaması ile Ceza Muhakemesi Kanununda önemle üzerinde durulan ve ayrı bir "Kitap-Kısım" altında 233-243.maddelerinde düzenlenen suçun mağduru ile şikayetçinin hakları ve kamu davasına katılma haklarına açıkça muhalefet etmiştir.
Nitekim Ceza Genel Kurulu 16.04.2013 tarih ve 2012/1568 Esas ve 2013/141 sayılı kararında, suçtan zarar görenin iddialarını ileri sürebilmesi için müşteki-mağdur sıfatıyla dinlenmesi gerektiğini kabul etmiştir.
Tüm açıkladığımız bu nedenlerden dolayı yargılamanın bir sujesi olan suçtan zarar görenin bu sıfatla dinlenip, beyanının alınmaması kanuna aykırı olup, mahalli mahkemenin müştekinin katılan sıfatını almadığından temyiz talebinin reddine dair kararını onayan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.