12. Ceza Dairesi 2014/10168 E. , 2015/6316 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hükümler : Sanıklar hakkında: TCK"nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52/2-4, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin ve katılanlar vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, sübuta ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- TCK’nın 23. maddesinde, kastı aşan suçlarda veya neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda cezalandırılabilmek için failin meydana gelen sonuç açısından en azından taksirle hareket etmesi gerektiği belirtilmiş, madde gerekçesinde de, hükmün konuluş amacının, objektif sorumluluk anlayışını terk etmek olduğu, bu tür sorumluluğun, orta çağ kanonik hukukunun kalıntısı olan “versari in re ilicita” yani hukuka aykırı bir durumda olan bunun bütün neticelerine katlanır anlayışının ürünü olduğu, çağdaş ceza hukukunun bu anlayışı çoktan terk ettiği, düzenlemeyle meydana gelen ağır netice açısından sorumluluk için neticeye ilişkin olarak en azından taksir dolayısıyla kusurlu olunması gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.4.2009 tarihli, 2008/1-197 esas, 2009/93 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; TCK’nın 87/4. maddesinde ise, kasten yaralama sonucunda ölümün meydana gelmesi halinde failin nasıl cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak, maddedeki atfın, 86. maddenin 1. ve 3. fıkralarına yapılmış olmasından dolayı bu hükmün aynı maddenin 2. fıkrasında kalan yaralanma eylemleri açısında uygulanması mümkün değildir.
Basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilir nitelikte yaralanma sonucunda mağdurun ölmesi halinde, TCK’nın 23 ve 87/4. maddelerinin uygulanması imkânı bulunmadığından, failin sorumluluğunun genel hükümler kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Meydana gelen sonuç, (ölüm) öngörülebilir ise ve fail bu sonucu öngörmeksizin hareket etmişse, TCK’nın 22/2. maddesi uyarınca taksirle öldürme suçunu düzenleyen 85. maddesi uyarınca, öngörülebilir sonuç fail tarafından da öngörülmüş ancak istenmemiş ise fail bilinçli taksirle öldürme suçundan Kanun"un 85 ve 22/3. maddeleri uyarınca, fail öngördüğü sonucu kabullenerek fiilini icra etmiş ise bu kez de, olası kastla öldürme suçundan sorumlu tutulmalıdır.
Failin ölüm sonucunu öngörmesi mümkün olmakla birlikte, gerekli özeni göstermeyerek ölüme neden olması halinde faili taksirle öldürmekten sorumlu tutmak mümkün ise de, ölüm sonucunun meydana gelmesinin öngörülmesi mümkün değilse failin taksirle öldürmeden sorumlu tutulması mümkün değildir.
Neticenin öngörülebilir olmaması halinde, faili meydana gelen ağır sonuçtan sorumlu tutmak, yeniden objektif sorumluluğun kabulü anlamına gelecektir ki, böyle bir kabul kusur sorumluluğunu benimseyen ceza kanununun sistematiğine de aykırıdır.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; ölen..."nin, sanık..."ın annesi olan ... ile uzun yıllardır arkadaşlık yaptığı ve ... olan birlikteliğini evlenmeden sürdürmek istediği, tarafların, bu konudan kaynaklanan sorunlarla ilgili yüz yüze konuşmak için buluşmaya karar verip, sanık..."ın, daha önce kararlaştırılan yerde..."yi aracının ön koltuğuna aldığı, bu esnada, sanık..."ın yönetimindeki aracın arka koltuğunda adı geçen sanığın arkadaşı olan diğer sanık ..."un oturmakta olduğu, bir süre sonra, araç içerisindeki konuşmaların tartışmaya dönüşmesi üzerine, aracın cadde üzerinde durakladığı anda,..."nin araçtan inerek oradan uzaklaşmak istediği, sanık..."ın ise..."nin araçtan inmesine engel olmaya çalışıp, bunu başaramayınca, araçtan inen..."yi iteklediği, aracın arka koltuğunda oturan diğer sanık ..."un da, araçtan inip,..."yi yakasından tutarak, yüzüne doğru kafa attığı, aldığı darbenin etkisiyle yere düşen..."nin, başını kaldırıma çarparak, künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve gelişen komplikasyonlar sonucu öldüğü ve yüzüne almış olduğu darbenin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun tespit edildiği olayda,
Sanık ..."un, yakasından tuttuğu kişinin, yüzüne doğru kafa atması halinde aldığı darbeyle dengesini kaybedip, sert ze... düşerek, ölümüne neden olabileceğini öngörmesi gerekirken, gerekli özeni göstermeyip, bu sonucu öngörmeksizin hareket etmesinden dolayı sübut bulan eyleminin TCK"nın 85/1. maddesindeki taksirle öldürme suçunu oluşturduğuna dair kabulde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de,
Meydana gelen ölüm sonucunun, tamamen sanık ..."un eyleminden kaynaklandığı ve sanık..."ın öleni iteklemekten ibaret eyleminin TCK"nın 86/2. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanık... hakkında da taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Temel cezaların tayininde, TCK"nın 61/1. madde ve fıkrasında yer almayan, “sanıkların kişilikleri, şahsi ve sosyal durumları” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
3- TCK"nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun"un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezaların asgari hadden tayin edilmesi,
4- Sanıkların duruşmada alınan beyanlarına ve kolluk görevlilerince yapılan araştırmalara göre, sanık..."ın öğrenci olup, geçiminin annesi tarafından sağlandığı, sanık ..."un ise muhasebeci yanında çalışıp, aylık 600,00 TL geliri olduğu anlaşılmakla, üzerlerine kayıtlı taşınır ya da taşınmaz malları bulunmayıp, ekonomik durumlarının zayıf olduğu tespit edilen her iki sanık hakkında, TCK"nın 52/2. maddesi uyarınca bir gün karşılığı olarak 20,00 TL ile 100,00 TL arasında miktar tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, sanıkların tespit edilen ekonomik durumlarına uygun düşmeyecek biçimde, yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye de dayanılmadan, adli para cezalarının günlüğü 30,00 TL"den hesaplanarak, sanıklara fazla ceza tayini,
5- Hükümlerin esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanıklar hakkında hükmedilen hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezalarının belirlenmesine esas tam gün sayılarının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
6- TCK"nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK"nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanıklar hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, uzun süreli hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükümlerin tesisi aşamasında değil, hükümlerin kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlayacak şekilde, hapis cezalarından çevrilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde TCK"nın 50/6. maddesi gereğince hapis cezalarının infaz edileceğinin ihtarına karar verilmesi,
7- İki sanığın yargılandığı davada, katılan sıfatını taşıyan yedi kişiden, sadece ... ve ... kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri halde, “Katılanlar kendini vekille temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.320,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıklardan tahsili ile katılanlara verilmesine,” şeklinde, takdir edilen vekalet ücretinin sanıklardan ne miktarda tahsil edileceğine dair açıklama içermeyecek biçimde ve katılanların tamamı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
8- Yargılama giderinin; her bir sanığa sebebiyet verdikleri tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, birlikte suç işlemeyen sanıklardan, “eşit olarak” alınmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiilerinin ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.04.2015 tarihinde sanık ... yönünden oyçokluğu ile sanık ... için oybirliğiyle karar verildi.
Muhalefet Şerhi
Çoğunluğun, sanık ..."un eyleminin TCK"nın 85/1. maddesindeki taksirle öldürme suçunu oluşturduğuna ilişkin kabulüne katılmıyorum.
Şöyle ki; Sanık ..."nin..."e kafa atması nedeniyle yere düşen .."nin başını kaldırıma çarparak, künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması sonucu ölmesi olayında; sanığın kasıtlı eylemi sonucu ölüm meydana gelmiştir. Ölene kafa atan sanığın, .."nin aldığı darbe sonucu dengesini kayberek yere düşeceğini ve kafasını sert ze... çarpabileceğini öngörmediğini söylemek mümkün değildir. Sanığın eylemi sonucu beyin kanaması geçiren ölenin basit tıbbi tedavilik bir durumu yoktur. Sanığın eyleminin TCK"nın 86/1 ve 87/4 maddelerine uyan suçu oluşturduğu kanaatiyle sayın çoğunluğun bu yöndeki kabulüne katılmıyorum.