Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/2650 Esas 2019/3622 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2650
Karar No: 2019/3622
Karar Tarihi: 20.03.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/2650 Esas 2019/3622 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2018/2650 E.  ,  2019/3622 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, belediyenin 2009 yılı teftişi sonucunda, Sayıştay ilamı düzenlendiği ve bu ilamda, davalı şirkete yapılan fazla ödemeler dolayısıyla kamu zararı oluştuğu belirtilerek toplam 744.865,33 TL fazla ödemenin sorumlulardan tahsil edilmesine karar verildiği, bu karar üzerine, davacı tarafından davalıya Sayıştay raporu gereği kamu zararı oluştuğu belirtilen fazla ödemelerin iadesinin talep edildiği, davalı şirket tarafından ise, böyle bir borçlarının olmadığının beyan edildiği, Sayıştay ilamı sonucu kamu zararı oluştuğu tespit edilen miktarın, davalı şirketin bütçesinde haksız kazanca yol açtığı, sebepsiz zenginleşme sağladığı, bu rakamın davalı şirketten tahsil edilmesi gerektiği, fazla ödemenin davalı şirketten iadesi talep edildiği halde ödenmediğini ileri sürerek; yapılan fazla ödemenin ödemelerin yapıldığı tarihlerden itibaren faiziyle tahsilini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 627.025,87TL fiyat farkı olarak adlandırılan miktarın Sayıştay ilamının kesinleştiği 29/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-6098 sayılı Türk borçlar Kanununun 117. Maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava veya takip tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Dava konusu olayda davacı, davalıya gönderdiği 28.8.2012 tarihli ihtar dilekçesi ile davalıyı 05.10.2012 tarihinde temerrüde düşürmüştür. Öyle olunca, mahkemece, alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz istemlerinin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm kısmının 1. bendinde yer alan “Sayıştay ilamının kesinleştiği 29/09/2015” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “05.10.2012” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alının harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.