16. Hukuk Dairesi 2016/16832 E. , 2020/373 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "dava konusu taşınmazın kadastro sırasında tespit harici bırakılan alanlardan olması nedeniyle somut olayda 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmadığı halde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi hatalı olduğu gibi, davalı Hazine vekilince taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi talep edildiği halde bu hususta olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesinin de hatalı olduğuna işaret edilerek, öncelikle yasal hasım durumunda bulunan ..."nı davaya dahil etmek üzere davacı tarafa süre ve imkan tanınması, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi, bundan sonra davanın esasına girilerek taraflara usulüne uygun olarak delil ve tanıklarını bildirmeleri için süre ve imkan tanınması, Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerinde öngörülen imar-ihya ve zilyetlikle edinme koşullarının dava tarihine kadar oluşup oluşmadığı yönünden tüm taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen ve ziraat mühendisi bilirkişilerin 08.03.2016 havale tarihli raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile adlandırılan 5.500,00 metrekare büyüklüğündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı yararına imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşulları gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. ve 4721 sayılı TMK’nın 713. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı yöntemince araştırılıp duraksamasız olarak belirlenmemiş; 18.11.2015 tarihli zirai bilirkişi raporunda davaya konu alanın yalnızca 5500 metrekarelik kısmının 15-20 yıldır işlenerek tarım yapıldığı, geriye kalan 10.092,79 metrekarelik bölümün ise imar-ihya edilmediği belirtilmesine rağmen, 17.10.2015 tarihli harita bilirkişi raporunda her iki bölümün de (uyuşmazlığın çözümü için yeterli olmayan) 1994 tarihli hava fotoğrafına göre imar-ihya edildiğinin belirtilmesi suretiyle raporlar arasında çelişki yaratıldığından, mahkemece ziraat ve harita bilirkişilere dosya tevdi edilerek bu çelişkinin giderilmesi için ek rapor düzenlenmesi istenmiş ve akabinde 08.03.2016 tarihli müşterek raporda sadece (A) ile gösterilen kısmın imar-ihya edildiği bildirilmiş ise de, bu raporda sadece zirai yönden değerlendirme yapılmış olup hava fotoğraflarındaki durum yönüyle herhangi bir değerlendirme yapılmadığından esasen raporlar arasındaki çelişki giderilmemiş; taşınmaz üzerinde imar-ihyanın tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başladığı tarihler ayrı ayrı belirlenmemiş; dava tarihinden yahut çekişmeli taşınmaz dava tarihinden daha önceki bir tarihte imar planına alınmış ve imar planı kesinleşmişse, imar planının onay tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilerek inceleme yapılması gerekirken, hava fotoğraflarının 1985 yılı esas alınmak suretiyle istenmesi de doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgenin imar planına alınıp alınmadığı, imar planına alınmışsa ilk defa hangi tarihte imar planına alındığı ve bu planın kesinleşme tarihi belirlenerek, imar planının onaylı bir örneği ve taşınmazın imar durumunu gösterir belgeler ilgili Belediye Başkanlığklarından getirtilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümleri imar planına alınmışsa bu tarihten, aksi durumda dava tarihinden geriye 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait hava fotoğrafları bulunup bulunmadığı ilgili yerlere sorulmalı ve mevcut ise en az 3 adet hava fotoğrafı ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenerek dosya arasına konulmalı ve bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir fen bilirkişisi, öncekilerden farklı üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve bir jeodezi ve fotogrametri uzmanının katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından, taşınmaz bölümlerinin geçmişte kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin ne zaman başladığı hususlarında somut olgu ve olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinden yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; hava ve uydu fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmaz bölümlerinin konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle) inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, komşu taşınmazlarla mukayese edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ve niteliğini, imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığını, tamamlanmışsa hangi tarihte tamamlandığını, üzerindeki bitki örtüsünü ve çevre taşınmazlara göre arz ettiği özellikleri açıklayan bilimsel verilere ve somut olgulara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenmeli; çekişmeli taşınmaz bölümlerine ilişkin mahkemenin gözlemi keşif tutanağına ayren yansıtılmalı; taşınmaz bölümlerinin fotoğrafları çektirilerek dosyaya eklenmeli ve tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de yakın taşınmaz tutanak ve varsa dayanaklarıyla bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de davanın kısmen reddine karar verildiği ve davalı Hazine kendisini vekille temsil ettirdiği halde, reddedilen bölüm yönünden davalı Hazine yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğü gibi kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı ... ve davalı ..."na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.