17. Hukuk Dairesi 2019/567 E. , 2020/5065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 06.11.2018 Salı günü davalılar vekili Av. ... geldi. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar vekili dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; Borçlu ... Petrol hakkında ... İcra Müdürlüğünün 2013/785 Esas sayılı Genel Haciz Yolu ile yapılan takibin kesinleştiğini, şirket adına kayıtlı iken, 21/11/2012 tarihinde ... plakalı Ticari ... Marka 2011 model kamyonun yine ticaret odası kayıtlarına göre şirketin ortağı ve yetkili müdürü olan ... yeğeni olan davalı ..."a devredildiğini, yakın akrabalık bağı olan bu davalıya devrin borcunu ödemede aciz halinde olan şirketten alacaklının zararına olacak şekilde, icra takibinden mal kaçırma kastı ile devir edildiğinin anlaşıldığını belirterek; davalılar arasında ... plakalı vasıta için yapılan satış tasarrufunun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; Davalılardan ..."ın babasının İstanbul’da bulunan evini satarak kızının sosyal güvenliği olması amacı ile dava konusu kamyonu aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Petrol Ltd.Şti vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;Davanın kabulü ile Davalı ... Petrol tarafından diğer davalı ... lehine yapılan ... plakalı aracın devrine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır. (İİK.md.281) Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz
halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Öte yandan, tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Aynı şekilde davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz cebri icra yolu ile satılması halinde de davalı 3. kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulur.
Somut olayda, dava konusu ... plakalı aracın davalı 3.kişi ...’ın alacaklısı olan Ahmet Acar’ın yaptığı takip sonucunda Sinop İcra Müdürlüğünün 2013/1539 sayılı icra dosyası ile satıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu araç davalı 3.kişi ...’ın borçları nedeniyle satılmış olduğundan; davalı 3.kişi ... davalı borçlu ... Petrol Ürünleri Taşımacılık İnşaat Gıda Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin yetkilisi olan Teoman Çınar’ın yeğeni olup, aralarında organik bağ bulunduğu anlaşıldığından tasarrufun İİK 280 gereğince iptale tabi olduğunun anlaşılmasına göre; takip dosyasındaki ihale bedelinin davalı ...’dan davacı tarafından yapılan icra takip dosyasındaki alacak miktarı ile sınırlı olarak tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) bentte açıklanan nedenlerle hükmün res’en BOZULMASINA, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 05/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.