1. Hukuk Dairesi 2021/2305 E. , 2021/6214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl davada davacı ..., yüklenici olan davalı ...’ten 3281 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 33 no’lu bağımsız bölümü 05.10.1990 tarihinde topraktan satın alıp arsa payının tapuda adına tescil edildiğini, davalı ...’in hileli davranışı üzerine taşınmazın satış bedelinin tapuda düşük gösterildiğini ,taşınmazın kat mülkiyetine geçmeme sebebini öğrenmek için davalı ... ile görüştüğünde payının davalı ...’un açtığı şufa davası ile elinden alındığını öğrendiğini, her ne kadar şufa davasında kendisi davalı olarak gösterilmiş ise de davanın yokluğunda görüldüğü ve davalı ...’ın adresinin kendi adresi gibi gösterildiğini, tüm işlemlerin hileye dayalı olduğunu,davalı ... ile diğer davalıların mirasbırakanı ...’un birlikte hareket ettiklerini ve zarardan sorumlu olduklarını, hile ve sahtecilik nedeniyle tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, dava konusu 3281 ada 1 parsel sayılı taşınmazda çekişme konusu 18/1052 payın bir kısım davalının mirasbırakanı ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı taktirde satışta hileye uğratıldığı için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla bu paya isabet eden 55.000 TL tazminatın 05.10.1990 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı ..., yüklenici ve arsa sahibi olan davalı ...’ten dava konusu 3281 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 19 no’lu bağımsız bölümü gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile topraktan satın aldığını,davalı ...’in hileli davranışı üzerine taşınmazın satış bedelinin tapuda düşük gösterildiğini ve diğer davalıların mirasbırakanı ...’un şufa davası açarak çekişmeli payı almasının sağlandığını,davalıların birlikte hareket ettiklerini, şufa davasındaki tebligatın bizzat yapılmış göründüğünü, ancak tebligatlardaki imzanın kendisine ait olmadığını, şufa davasının yokluğunda görüldüğünü ileri sürerek, dava konusu 3281 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 18/1052 payının bir kısım davalının mirasbırakanı ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı taktirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere bu paya isabet eden 52.000 TL tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., kayıt maliki olmadığı için kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, koşulları var ise yargılmanın iadesi yoluna gidilebileceğini, aldatmanın söz konusu olmayıp şufa davasıyla ilgisi bulunmadığını, edimini yerine getirdiğini ve sadece resmi senette yazılı satış bedelini aldığını, daha fazla tazminat istenemeyeceğini, taşınmazı fiilen teslim ettiğini, diğer davalıların mirasbırakanı ...’un kendisinin eşine karşı da şufa davası açıp iptal tescil sağladığını ve aralarında husumet bulunduğunu, ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, ancak adı geçenin hiçbir sebep göstermeden sözleşmeyi birkaç gün sonra tek taraflı feshettiğini; diğer davalılar, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, mirasbırakanları ...’un paydaşı olduğu dava konusu taşınmaza kaçak inşaat ve paydaş olmayanlara pay satışları yapıldığı için kaçak inşaatı önlemeye çalıştıklarını, tazminat isteğinin muhatabının davalı ... olduğunu, zira satış işleminin tarafı olmadıklarını, mirasbırakanları ...’un yasadan kaynaklı şufa hakkını kullandığını, diğer davalı ile aralarında husumet bulunduğundan birlikte hareket etmelerinin söz konusu olamayacağını, yargılamanın iadesi yoluna gidilmediğini, satış bedelinin düşük gösterilmesi suretiyle hile yapıldığı iddiasının kabul edilebilir olmayıp, davacının kendi muvazaasına dayanamayacağını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, şufa kararı henüz kesinleşmemiş ise temyiz yoluna, kesinleşmiş ise yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmesinin hukuken mümkün olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairece “... HMK"nın 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığı görülürse, tahkikatın bittiği taraflara tefhim edildikten sonra, taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek, aynı Kanun"un 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yasal düzenlemeler göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan; işin esasıyla ilgili olarak dava konusu taşınmazda davacılar adına kayıtlı iken bir kısım davalının mirasbırakanı ... adına hükmen tescil yoluyla tescil edilen çekişme konusu payların, hükmen tescile esas dayanak kayıtlarının ve ilamların Tapu Müdürlüğünden getirtilerek eldeki davada dayanılan şufa davalarına ilişkin olup olmadıklarının ve kesinleşip kesinleşmediklerinin saptanması, daha sonra davacıların resmi satış senedinde yazılandan fazla ödediklerini iddia ettikleri bedele ilişkin isteklerinin değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, değinilen hususta eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davaya konu payların mahkeme kararları ile ... ... adına tescil edildiği, ortada yolsuz tescilin söz konusu olmadığı ,davacıların tapu iptali talepleri yerinde görülmediği, ayrıca tapuda bedelin düşük gösterilmesi suretiyle yapılan muvazaaya dayanılarak tazminat talebinde bulunulmasının hukuken korunmayacağı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar , asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.