1. Hukuk Dairesi 2021/1904 E. , 2021/6213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davacı ... yönünden aktif husumetten davanın reddine, davacı ... yönünden 6100 sayılı HMK’nın 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı ... vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak, maddi hataya dayalı davalı kelimelerinin davacı olarak düzeltilmesine, diğer istinaf itirazlarının reddiyle davacı ... yönünden aktif husumetten davanın reddine, davacı ... yönünden 6100 sayılı HMK"nın 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ilişkin yeniden hüküm kurulmuş, verilen karar davacı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı bağışlama işleminin iptali istemine ilişkindir.
Davacılar, anneleri ...’ın maliki olduğu ve uzun yıllardır tasarruf ve idaresinde olan ... parseldeki 3 ve 4 nolu bağımsız bölümleri davalı kardeşlerine bağış suretiyle temlik ettiğini, annelerinin işlem tarihinde 90 yaşında ve akıl sağlığının zayıf olduğunu, fiil ehliyetinin bulunmadığını, anılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, bağışlama işleminin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, annesinin sağ olduğunu, hakkında kısıtlılık kararı olmadığını, davacıların husumet ehliyeti olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, tarafların sağ olan anneleri ... hakkında herhangi bir kısıtlama kararı bulunmadığı, bu konuda derdest bir davanın olmadığı, davacıların davayı anneleri olan ... adına değil, bizzat kendi adlarına açtıkları, bir hakkı dava etme yetkisinin kural olarak o hakkın sahibine ait olduğu, ehliyetsizlik iddiası ile bağışlama işleminin iptali isteminde davacı ...’ın aktif dava ehliyetine sahip olmadığı gerekçesiyle, davacı ... yönünden aktif husumetten davanın reddine, davacı ... yönünden 6100 sayılı HMK’nın 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı ... vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kamu düzeni yönünden kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak, maddi hataya dayalı, davalı kelimelerinin davacı olarak düzeltilmesine diğer istinaf itirazlarının reddiyle davacı ... yönünden aktif husumetten davanın reddine, davacı ... yönünden 6100 sayılı HMK’nın 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların annesi dava dışı 1929 doğumlu ...’ın ... 6. Noterliğinin 17/06/2019 tarihli ... yevmiye numaralı vekaletnamesi ile ... hudutlarındaki taşınmazları ile ilgili bağışlama yapabilmesi için dava dışı ...’u vekil tayin ettiği, anılan vekaletname kullanılarak dava konusu ... parseldeki 3 nolu bağımsız bölümün 20/06/2019 tarih ... yevmiye numarası ile davalıya bağış suretiyle temlik edildiği, davaya konu ... parseldeki 4 nolu bağımsız bölümün ise tapu kayıtlarında halen tarafların annesi üzerine kayıtlı olduğu, mahkemece dava dışı ..."a ait tedavi kayıtlarının ... Devlet Hastanesi, ... Devlet Hastanesi, ... Şehir Hastanesinden getirtildiği, ..."ın hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılarak dosya üzerinden inceleme ile rapor tanzimi istenildiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas kurulunca, cevaben kişinin bizzat gelerek muayene olması gerektiğinin bildirildiği, mahkemece Hasine Bektaş hakkında verilmiş kısıtlama kararı ve derdest vesayet davasının bulunmadığı, gelen hastane kayıtlarından da akıl sağlığının yerinde olmadığına ilişkin bir kayda rastlanmadığı gerekçesiyle, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması yönündeki ara karardan dönüldügü anlaşılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki, HMK"nın 51. maddesinde “dava ehliyeti” dava şartı olarak benimsenmiştir. Öte yandan, 03.03.1993 tarih, 773/82 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında da; dava şartlarının davanın açıldığı tarihten, hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu yasal düzenlemeler ve yargısal uygulamalar karşısında şüphesiz hâkim, davanın başında dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re’sen) araştırmak zorundadır. Ne var ki; dava açılırken bulunmayan dava şartının yargılama sırasında tamamlanması halinde dava ekonomisi yönünden davanın esasına girilerek sonuçlandırılması gerekeceği de gerek doktrinde gerekse Yargıtayın istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere, ehliyetsizlik, kamu düzenini ilgilendirdiğinden, Türk Medeni Kanununun 405/2 maddesi uyarınca, görevlerini yaparken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
Somut olaya gelince, davacıların dava dışı ...’ın muhtemel mirasçıları olması nedeniyle, kısıtlanması durumunda ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı eldeki davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Her ne kadar dava tarihinde davacının, annesi ...’ı temsil yetkisi bulunmamakta ise de, ehliyetsizliğin kamu düzenini ilgilendirdiği dikkate alınarak, davacı tarafından annesinin vesayet altına alınmasına ilişkin dava açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, açılmamış ise davacıya dava açmak için uygun bir süre verilmesi veya TMK 405/2 maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulması gerekeceği kabul edilmelidir. Esasen, davanın en kısa zamanda ve en az masrafla sonuçlandırılması düşüncesinin ifadesi olan dava ekonomisi ilkesi de bunu gerekli kılar. Ne var ki, bu hususlar dikkate alınmaksızın dava açan kişinin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi, uyuşmazlığın ortada bırakılması ve temlik yapan kişinin menfaatlerinin göz ardı edilmesi sonucunu doğurur niteliktedir.
Hal böyle olunca, ...’ın vesayet altına alınmasına ilişkin dava açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, açılmamış ise TMK"nın 405/2 maddesi gözetilerek davacıya, temliki yapan ..."ın kısıtlanması ve kendisine vasi atanması yönünde Sulh Hukuk Mahkemesine müracaatta bulunmak üzere süre verilmesi ..."ın vesayet altına alınması halinde vasinin eldeki dava için TMK"nin 462/8 maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından izin alması ve vasinin davaya katılımının sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi; ..."ın kısıtlanmaması halinde ise, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı ...’un yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.