12. Hukuk Dairesi 2016/1792 E. , 2016/4352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-Borçluların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine karşı borçlular vekilinin, takibe konu senet arkasındaki birinci ve ikinci ciranta imzalarının müvekkillerine ait olmadığını, faize faiz işletildiğini ve faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürerek borca ve imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
6102 Sayılı TTK."nun 778 (1)/d maddesi yolması ile bonolar hakkında uygulanması gereken aynı Kanun"un 714 (3). ve 730 (/1)b. maddeleri uyarınca, belirli bir günde veya düzenleme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir bonoya dayanarak hamilin lehtara ve cirantalara müracaat edebilmesi, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdır. Alacaklı hamil, anılan madde koşullarında protesto keşide etmeksizin, lehtar- birinci ciranta ve 2. ciranta olan muteriz borçluları takip edemez. Zira, keşideci protesto edilmediği için lehtar ve cirantalara karşı müracaat hakkını kaybeder.
Somut olayda, takibe konu üç adet senetden doğan alacak sebebiyle keşideciye protesto çekilmeden takibe başlanılmış olduğu, bu durumda alacaklı hamilin senedin lehdarı ve 2. cirantası olan borçlulara karşı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, müracaat hakkını kaybeden alacaklının anılan senetlere dayanan takibinin mahkemece İİK"nun 170/a-2. maddesi uyarınca iptali gerekir. Ancak, anılan maddede tazminat ve para cezası öngörülmediğinden takibin iptali halinde alacaklının %20 oranda tazminat ve %10 oranında para cezası ile sorumlu tutulmasına karar verilmez. Mahkemece borçluların tazminat isteminin bu gerekçeyle reddi gerekirken alacaklının iyiniyetli 3. kişi olduğu gerekçesi ile borçluların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta tazminat isteminin reddine karar verildiğinden bu husus bozma sebebi yapılamaz. Belirtilen bu nedenlerle, borçluların alacaklı aleyhine tazminat ve para cezası verilmesi gerektiğine yönelen temyiz itirazları yerinde değildir.
O halde, mahkemece; İİK"nun 170/a-2. maddesi hükmü uyarınca bu husus re"sen gözetilerek, başkaca inceleme yapılmaksızın, alacaklının müracaat hakkını kaybettiği gerekçesi ile takibin iptaline karar vermek gerekirken takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsiz ve hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile . İcra Hukuk Mahkemesi"nin 11.12.2014 tarih ve 2013/770 Esas, 2014/984 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün birinci bendinde yer alan "...davacı yönünden icra takibinin durdurulmasına..." sözcüklerinin karar metninden çıkartılmasına, yerine "...borçlular yönünden icra takibinin iptaline..." sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.