16. Hukuk Dairesi 2016/16371 E. , 2020/371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 36,036,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup zeminde boş arazi olduğu tutanağın edinme sütununa yazılarak ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 150 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapusunun ifrazen iptali ile, fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 09.05.2016 tarihli krokili raporda (A) harfi ile gösterilen 8.062,62 metrekare miktarındaki kısmın davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davaya konu taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmaz bölümüne ilişkin mahkeme gözlemi keşif tutanağına geçirilmemiş, taşınmazın fotoğrafları çektirilmemiş ve taşınmazın kullanım durumunu ve toprak yapısını açıklama bakımından yetersiz ve denetime elverişli olmayan ziraatçı bilirkişi raporuna ve soyut nitelikteki yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına dayanılarak karar verilmiştir. Ayrıca, davacı taraf adına belgesizden tespit ve tescil edilen taşınmazların bulunup bulunmadığı sadece Tapu Müdürlüğü’nden sorulmuş, bu konuda Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden bilgi alınmamıştır. Öte yandan, Tapu Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabında davacı adına belgesizden tespit edilen 99.638,00 metrekare taşınmaz bulunduğu belirtilmesine rağmen, bu taşınmazların kadastro tutanakları getirtilip denetlenmemiş, davacı adına tescile karar verilen 8.062,62 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ile birlikte 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde belirtilen sınırlar aşılmakta olduğu halde, davacı adına belgesizden tespit edildiği bildirilen taşınmazların hesaba katılıp katılmayacağı karar yerinde tartışılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, Tapu Müdürlüğü cevabi yazısında davacı adına belgesiz zilyetlik yoluyla tescil edildiği bildirilen taşınmazların kadastro tutanaklarının onaylı ve bu taşınmazların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ile hükmen kesinleşmiş olanlara ilişkin mahkeme ilamlarının onaylı örnekleri getirilmeli, bu şekilde Tapu Müdürlüğünün cevabı denetlenmeli; davacı taraf adına belgesiz zilyetlik yolu ile tespit ve tescil edilen taşınmazlar olup olmadığı ayrıca Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden de sorulmalı; bundan sonra çekişmeli taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraatçı ve fen bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, ziraat bilirkişisinden, taşınmazın geçmişteki ve şimdiki niteliğini, üzerindeki bitki örtüsünü ve toprak yapısını açıkalayan, komşu parseller ve dava konusu taşınmazın dava dışı bölümleri ile karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; davacı adına tespit ve tescil edilen taşınmazların belgesizden tespit görüp görmediği tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenip, belgesizden tespit edildiği anlaşılan taşınmazların edinme sütunları incelenerek, davacı adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespit edilen taşınmaz miktarı hesaplanıp 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddelerinde yazılı miktar sınırlarının aşılıp aşılmadığı üzerinde durulmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın karar verilmiş olması isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.