8. Hukuk Dairesi 2012/4517 E. , 2012/6188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve mal rejimine dayalı alacak
... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali, tescil ve mal rejimine dayalı alacak davasının reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 02.02.2012 gün ve 795/94 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.06.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde alınan ve müşterek konut olarak kullanılan 205 ada 1 parseldeki 6 nolu dubleks meskenin davalı eş Serkan tarafından, diğer davalı ...’e devredildiğini, vekil edeninin satıştan haberi olmadığını, amacın kötü giden evlilik nedeni ile boşanma halinde davacının hak sahibi olmasını önlemek olduğunu, satış sonrası da meskende Serkan’ın oturduğunu, taşınmazı Bilal’in satın alacak gücü de bulunmadığı açıklayarak davacının taşınmaza katılma alacağının tespiti ve tahsiline, alacağın tahsilini imkansızlaştırmak için yapılmış olan satışın da iptali ile meskenin davalı eş adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, dava dilekçesinde değer 10.000 TL iken ıslah dilekçesi ile miktar 60.840 TL"ye yükseltilmiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazın evlilik içinde alındığını ve yine evlilik devam ederken davacı ve ailesinin de bilgisi dahilinde evin ve eşinin ihtiyaçları, ticari borçları ödemek ve davacının babasına araç almak amacı ile satıldığını, bunun gerçek satış olduğunu, alınan para ile de bu giderlerin karşılanarak, davacının babasına da araç alındığını açıklamış ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ..., taşınmazın bedelini tam olarak ödeyip satın aldığını, tapuda da bir kısıtlama bulunmadığını, açılan davanın mağduriyetine sebep olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflardan davacı ile davalı ... 09.09.1998 tarihinde evlenmiş, 12.08.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 18.09.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Dava konusu 205 ada 1 parseldeki 6 nolu dubleks mesken evlilik içinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken 11.04.2006 tarihinde ... adına alınarak tapuya tescil edilmiş, 28.08.2007 tarihinde ise Serkan tarafından diğer davalı ...’ya tapuda devredilmiştir.
Davacı taraf davasında, taraflar arasında dava konusu taşınmazın alım tarihinde geçerli olan yasal edinilmiş mallara katılma rejimi gereği davacının katılma alacağı olduğunu açıklayarak talepte bulunurken, diğer taraftan bu taşınmazdaki davacının katılma alacağını azaltma, mal kaçırma amacı ile boşanma öncesinde tapuda muvazaalı, karşılıksız şekilde diğer davalıya devredildiğini ileri sürerek, eski hale iade ile tapu kaydının iptali ve davalı eş Serkan adına tapuya tescile karar verilmesini istemiştir.
Davacının talebinin kabul edilerek taşınmaza ait tapu kaydının iptal edilmesi ve davalı eş adına tapuya tescil edilebilmesi için davacının TMK.nun 6 ve 222/1.maddeleri dikkate alınarak tapudaki devrin davacının katılma alacağını azaltma amacı ile yapıldığı ispat edilmelidir. Davalı tapudaki devri, evin ve eşinin ihtiyaçları, ticari borçları ödemek ve davacının babasına araç almak amacı ile yaptığını savunmuş, mahkemece de bu savunmaya itibar edilerek dava reddedilmiştir. Toplanan deliller ve dosya kapsamı karşısında davalı her ne kadar satıştan gelen gelirin evin ve eşin ihtiyaçlarında kullanıldığını savunmakta ise de, tapudaki devir bedeli, bilirkişi tarafından taşınmazın satış tarihi itibarıyla belirlenen değeri ve satış tarihi ile boşanma dava tarihi arasında geçen süre, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yaşam düzeyleri, davacı tarafın, davalının evlilik içinde çalıştığı davacının babasına ait büfenin borçlarını da ödemediğine ilişkin sunduğu belgeler, devirden sonra boşanma dava tarihine kadar davacı ile davalı ...’ın, boşanma dava tarihi sonrası ise, Serkan’ın meskende oturmaya devam etmeleri ve nüfus kayıtlarına göre davalı ... ile Bilal arasındaki uzak da olsa akrabalık bağı (..., ...’ın anneannesinin kardeşi Hanife’nin oğlu) karşısında yapılan devrin davacının katılma alacağını azaltma amacı ile yapıldığının (muvazaanın varlığının) kabulü gerekir. Mahkemece bu husus dikkate alınıp davalı ...’ın katılma alacağını azaltma, muvazaa ve mal kaçırma amacı ile hareket ettiği, devrin muvazaalı olduğu dikkate alınarak dava konusu meskenin davalı ...’e ait tapu kaydının iptali ve diğer davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile bu yönden davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının katılma alacağı ile ilgili talebine gelince; Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK.nun 231, 236/1.m.). TMK.nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar bu durumları ile tasfiyeye konu edilir (TMK.nun 231/1 m.). Söz konusu mal varlıklarının devredilmesi durumunda ise devredildiği tarih esas alınarak hesaplama yapılır (TMK.nun 235/son m.).
Az yukarıdaki açıklamalar karşısında davalı ...’ın, ....’e yaptığı devrin katılma alacağını azaltma amacı ile yapıldığı gözetilerek Bilal’e ait tapu kaydının iptali ile yeniden Serkan adına tescili gerektiğine, dava konusu mesken edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken evlilik içinde edinildiğine, meskenin Bilal’e devredildiği 28.08.2007 tarihi ile 12.08.2008 boşanma dava tarihi arasında 11 ay 14 günlük süre bulunduğundan TMK.nun 229/1.maddesi gereğince ispat yükü üzerinde bulunan davalı ... tarafından aksi de ispat edilemediğine göre dava konusu meskenin tasfiye bakımından karşılıksız kazandırma sebebiyle eklenecek değer olduğu kabul edilerek yukarıda açıklanan ilkeler ışığında artık değerin belirlenerek davacının katılma alacağının hesaplanması, gerektiğinde bu hesaplamada konusunda uzman bilirkişilerden gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile bu yönden de davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine
ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.