Yanlar arasında görülen el atmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden;davacıların, miras bırakanları H.T.nın kayden maliki olduğu 6679 sayılı parselin,01.10.1994 başlangıç tarihli kira sözleşmesi kapsamı dışında kalan 550 m2"lik kısmına davalının müdahalede bulunduğunu ileri sürerek , elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleriyle eldeki davayı açtıkları, davalının çekişme konusu taşınmazın tamamının kiraya verildiğini belirterek , davanın reddini savunduğu ;anılan parselin yazılı kira sözleşmesine konu 630 m2"lik kısmının kira bedelinin tespitine ilişkin İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/1373 Esas -2011/325 Karar sayılı dosyasında davalı vekili tarafından verilen 13.04.2011 havale tarihli temyiz dilekçesinde aynen ""... bilirkişinin yapmış olduğu hesaplamalarda esas aldığı taşınmaz, kira sözleşmesi dışında kalan kısımları da kapsamaktadır. Dolayısıyla müvekkilin hiçbir bağıntısı olmayan bölümler için de kira bedeli ödemesi gibi mesnetsiz bir durum ortaya çıkmıştır...Taşınmazın kira kapsamı dışında kalan 520 m2"lik kısmının da müvekkil tarafından kullanıldığı sonucuna varılarak, taşınmazın tamamı hakkında kira bedeli tespit etme yoluna gidilmiştir...Müvekkil sadece kira kontratına konu olan taşınmazı kullanmakta olup;...kira sözleşmesi kapsamı dışında kalan taşınmazlarla müvekkilin hiçbir ilgisi bulunmamaktadır...Bir an için müvekkilin kira kontratında belirlenen 630 m2 bölüm dışındaki diğer bölümleri de kullandığı varsayılsa bile...bu yerlerin kullanımı kira sözleşmesi dışında olduğundan, kullanımla ilgili durum haksız müdahale olup...malsahibi bu yerler için sadece ecrimisil talep edebilir..."" şeklinde beyanda bulunduğu,öte yandan, davalı tarafından keşide edilen İzmir 27. Noterliği"nce düzenlenen 06.07.2010 tarihli ihtarnamede, kira sözleşmesinde yazılı 630 m2 parselin güneyinde kalan yeri boş olarak teslim etmeye hazır olduğunu, ihtarname ekinde de boşalttığı teslime hazır yerin fotoğrafının bulunduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında, davalı yanın, eldeki davadaki savunmasının aksine , çekişme konusu 550 m2"lik bölümün kira kapsamı dışında kaldığının, bizzat davalının kendi kabulünde olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Öyleyse, elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine.
Ne var ki, mahkemece, oluşturulan hükümde ,elatılan kısım ve yıkımına karar verilen yapı açıkça belirtilmediğinden, infazı sağlamaya elverişli hüküm kurulduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK"nun 297/1-c fıkrasında (1086 s. HUMK"nun 388/3), hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı kanunun 2. fıkrasında ise (1086 s. HUMK"nun 388/son) hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir .
Hal böyle olunca;mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gözetilerek ,infazı mümkün olacak biçimde hüküm kurulması gerekirken,infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları değinilen yönden yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.