Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6052
Karar No: 2012/6178
Karar Tarihi: 25.06.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/6052 Esas 2012/6178 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, köy senedi aracılığıyla bir taşınmaz aldıktan sonra tapu kaydının iptal edilerek kendisi adına kaydedilmesini talep etmiştir. Davalılardan ikisi davayı kabul ederken diğeri reddetmiştir. Mahkeme, tapu kaydının kadastro tutanağın kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar geçen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak dava, tespitten sonra ve kesinleşmeden önce yapılan harici satış senedine dayalı olarak açılan bir tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu nedenle, hak düşürücü sürenin kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak uygulanacağına karar verilmiştir. Ayrıca, tapuda düzeltilmesi gereken bir isim de bulunmaktadır ve bu düzeltmenin yapılması gerekmektedir. Mahkemeye yeni deliller sunulması gerektiği ve davayı kabul edenlerin beyanlarının dikkate alınması gerektiği kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri: TMK.m. 713/1, 3402 sayılı K.K m.14, 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 31/2, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3.
8. Hukuk Dairesi         2012/6052 E.  ,  2012/6178 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 25.10.2011 gün ve 596/947 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, vekil edeninin davalıların dedesi Mustafa Ali Demir’den köy senedi ile Birgi Köyü, Kurtgazi- Kocaçeşme mevkiinden taşınmaz satın aldığını, bu taşınmaza ait tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, yargılamanın ilk oturumda ise dava konusu taşınmaza ait parsel numarasının 1387 olduğunu bildirmiştir.
    Davalılardan, Mehmet ve İlyas 25.10.2011 tarihli yargılama oturumunda, imzalı beyanlarıyla davayı kabul ettiklerini açıklamışlardır.
    Davalı ... ise, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanağının 26.07.1985 tarihinde kesinleştiğini, davacının kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açtığını, bu nedenle kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik tespitten sonra ve kesinleşmeden önce yapılan 16.09.1980 tarihli harici satış senedine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır ( TMK.m. 713/1. , 3402 sayılı K.K m.14.).
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
    Uyuşmazlık konusu, 1387 sayılı parselin tapulama tespiti 11.10.1979 tarihinde yapılmış olup, tapulama tutanağı 26.07.1985 tarihinde kesinleşmiştir. Kayıt maliki Halil oğlu Ali Demir olduğu anlaşılmıştır.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.06.2007 tarihinde kesinleşen 2007/128 Esas- 2007/151 Karar sayılı kararı ile 1387 sayılı parselin tapudaki malik isminin nüfus kaydına göre Mustafa Ali olarak düzeltilmiş, ancak kesinleşen bu karara
    göre tapuda henüz herhangi bir işlemin yapılmadığı belirlenmiştir. Tapulama tutanağı 11.10.1979 tarihinde düzenlendiğine ve harici satış da davalıların miras bırakanı Halil oğlu Mustafa Ali Demir tarafından 16.09.1980 tarihinde davacı ...’ya yapıldığına göre davacının kadastrodan önceki hukuki sebeplere değil, tespitten sonra tutanağın kesinleşmesinden önceki hukuki sebeplere dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir. 1387 sayılı parsel, belgesizden kayıt maliki adına tespit ve tescil edilmiştir. Taşınmazın haricen satışı sırasında da tapusuz olduğu gözetilerek TMK.763.maddesi göz önünde tutulmalıdır.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde açıklanan on yıllık hak düşürücü süre ancak, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan iptal ve tescil davalarında uygulanması gereken bir maddedir. Harici satış tespitten sonra yapıldığına göre somut olayda 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 fıkralarını uygulama olanağı bulunmamaktadır.
    Bundan ayrı, davalılardan Mehmet ve ... imzalı beyanlarıyla davayı kabul ettiklerinden kabul beyanına değer verilmelidir. Bu nedenle, davalıların kabul beyanlarının değerlendirilmesi gerekir. Kaldı ki somut olayda hak düşürücü süre de söz konusu olmayıp tespitten sonraki hukuki sebepler bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi uygulanmaz. Davalıların miras bırakanı Halil oğlu Mustafa Ali Demir’in veraset belgesi dosya arasında bulunmadığından davalıların kayıt maliki ile bağının saptanması olanağı bulunmamaktadır. Bu bakımdan, anılan kişiye ait veraset belgesinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, veraset belgesi dosyaya sunulduğunda davalıların kayıt malikinin mirasçıları olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Yine Ödemiş Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı verilen tapuda isim düzeltilmesine ilişkin kararının Tapu Sicil Müdürlüğünde infaz edilmesi için taraflara süre ve imkan tanınması, infaz edildiğinde yeni duruma göre 1387 sayılı parselin tapu kaydı getirtilerek dosya arasına konulması ve buna göre değerlendirilmesi gerekir. Aksi halde verilecek hükmün infazda duraksama yaratacağı açıktır.
    O halde yukarıdaki açıklamalar da göz önünde tutularak iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, davayı kabul edenlerin beyanlarına değer verilmesi, ... bakımından ise toplanacak deliller çerçevesinde olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi