5. Hukuk Dairesi 2016/15963 E. , 2017/43 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılğının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılğının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
HUMK"nun 432. maddesi uyarınca nihai kararlara karşı temyiz süresi 15 gün, HUMK"nun 433/2 maddesi uyarınca katılma yoluyla temyiz süresi 10 gündür. Davalı idarenin temyiz dilekçesinin 02.05.2016 günü tebliğ edildiği, davacı vekilinin ise kararı 17.05.2016 tarihinde katılma yolu ile temyiz ettiği, 10 günlük temyiz süresi geçtiğinden temyiz dilekçesi süresinde değildir.
Bu nedenle; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine,
Davalı idare vekilinin temyizine gelince;
1) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut kabul edilen taşınmazın bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın bilirkişi raporunda belirtilen tarihteki satışına ilişkin akit tablosunun, Tapu Müdürlüğünden istenip, dava konusu taşınmaz ile
somut emsalin şehir halihazır haritasında konumları birbirlerine olan uzaklıkları ve Kaymakamlık Belediye Binası, Adliye, ticari nitelikte olan yerlere olan mesafeleri hususunda fen bilirkişiden ek rapor alınıp rapor denetlenmeden geçersiz rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen rayiç vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2) Dava konusu taşınmazın geometrik durumu, yüzölçümü ve enerji nakil hattının güzergahı dikkate alınarak irtifak hakkı nedeniyle değer düşüklüğü oranının taşınmazın tüm değerinin % 11 olacağı gözetilmeden daha yüksek oranda değer düşüklüğü tesbit eden rapora göre irtifak hakkı bedelinin yüksek tespiti,
3) Kamulaştırmasız el atma bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken el atma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,
4) Taşınmazın el atılan 3.562,00 m²"lik irtifak hakkının davalı idare adına tesis ve tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde taşınmaz üzerinde davalı idare adına irtifak hakkı tesisine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine davacıdan peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.