8. Hukuk Dairesi 2011/8063 E. , 2012/6171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Hüseyin Tolunay ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.04.2010 gün ve 67/100 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, Bingöl İli, Kiğı İlçesi, Topraklık Köyü 112 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırıldığını, Kiğı Asliye Hukuk Mahkemesine açılan 2001/121 Esas ve 2003/83 Karar sayılı dava ile kamulaştırma bedeli tespit edilerek taşınmazın davalı idare adına tescil edildiğini, kamulaştırma davası devam ederken davaya konu taşınmazın 2750 m2"lik kısmının Kiğı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/103 Esas sayılı dosyasının birleştirildiği, aynı mahkemenin 2001/16 Esas sayılı dava dosyası ile 2750 m2"lik kısmının orman vasfında olması nedeniyle tapu kaydının iptal edildiğini, kamulaştırma bedelinin tespiti davasında taşınmazın 1130 m2"lik kısmına değer biçildiğini, 3370 m2"lik kısmının vekil edeni adına tapuya kayıtlı olması gerekirken tamamının davalı idare adına tapuya tescil edildiğini açıklayarak taşınmazın 3370 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde, taşınmazın dava konusu edilen kısmının Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, davacının bu yer üzerinde mülkiyet iddiasının haksız olduğunu açıklayarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, kamulaştırma dosyasında mülkiyet ihtilafı davasının sonucu beklenmeden 1130 m2"lik alanın kamulaştırma bedelinin tespit edilmesine karşın taşınmazın tamamının tapusunun iptaline karar verilmiş ise de, daha sonra verilen ve Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 16.12.2008 tarih ve 2008/16053 Esas ve 2008/17703 Karar sayılı kararı ile onanan ve 26.02.2009 tarihinde kesinleşen Kiğı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/16 Esas ve 2007/22 karar sayılı mahkeme kararına göre taşınmazın 4500 m2"lik kısmının davacıya ait olduğuna karar verildiği benimsenerek davanın kabulü ile 112 ada 8 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda B harfi ile gösterilen 3370 m2"lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... adına Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu 112 ada 8 parsel sayılı taşınmaz 05.10.1999 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 7250 m2 yüzölçümlü ve tarla vasfı ile 20 yıldır nizasız fasılasız malik sıfatıyla Abbas oğlu ...’ın zilyetlik ve tasarrufunda olduğu belirtilerek senetsizden bu şahıs adına tespit edilmiş, tespitin 15.01.2000 tarihinde kesinleşmesi üzerine 17.01.2000 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacı Hazine 21.06.2002 tarihinde açmış olduğu Kiğı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/103 Esasına kayıtlı dava ile taşınmazın tapu kaydının iptalini talep etmiş, Kiğı Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.11.2002 tarih ve 164 sayılı hükmü ile davanın aynı mahkemenin 2001/16 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, Kiğı Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.03.2007 tarih ve 16/22 sayılı hükmü ile dava konusu 112 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ekli fen bilirkişisi raporunda B harfi ile gösterilen 2750 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm 20. Hukuk Dairesinin 16.02.2008 tarihli ve 16053/17703 sayılı hükmüyle onanarak 26.02.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Taşınmaz DSİ Genel Müdürlüğünce 10.05.2002 tarihinde kamulaştırılmış, taşınmazın tamamı olan 7250 m2"lik kısmına Taktir Komisyonunca biçilen 11769,50 TL kamulaştırma bedelinin malikçe kabul edilmemesi üzerine idarece Bingöl Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/121 Esasına kayıtlı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmış, mahkemece taşınmazın krokide B harfiyle gösterilen kısmının özel hukuk hükümlerine tabi olabileceği A harfi ile gösterilen 6120 m2"lik bölümünün tamamen orman arazisi olduğu meşelik alanla kaplı bulunduğu ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu benimsenerek A harfi ile gösterilen kısma değer biçilmemiş, B harfi ile gösterilen kısmına 3349,30 TL değer biçilerek taşınmazın tamamının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Kamulaştırma Yasasının Değişik 10. maddesinin 8. fıkrasının son cümlesinde, mahkeme kararının kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin kısmının temyiz edilebileceği buna karşın tescil hükmünün kesin olduğu belirtilmiştir. Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında uyuşmazlık konusu taşınmazın tamamının kamulaştırılmasına karar verildiği, belirtilerek taşınmazın tamamının kamulaştırma bedelinin tespiti ve tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi istenildiğine ve mahkemece de tescil isteğinin kabulü ile taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiğine göre kesin nitelikteki mahkeme hükmü ile davalı idare adına tescil edilen taşınmazın tapu kütüğüne tescilinde bir yolsuzluk bulunmamaktadır. Her ne kadar 2750 m2"lik kısmı orman vasfında olduğundan iptal edilen ve 1130 m2"lik kısmına da kamulaştırma bedeli tespit edilen taşınmazın 3370 m2"lik kısmına kamulaştırma bedeli taktir edilmemiş ise de bu hususta davacı tarafın kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davası açmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu nedenle taşınmazın davalı idare adına tapu kütüğüne tescilinde bir yolsuzluk bulunmadığına ve Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre mahkeme kararına dayalı olarak tapu kütüğüne tescil edildiğine göre davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken karar yerinde yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.