Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6345
Karar No: 2014/2473
Karar Tarihi: 25.02.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6345 Esas 2014/2473 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/6345 E.  ,  2014/2473 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında, Cumhuriyet Mahallesi 420 ada 29 parsel sayılı 1465 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden bahçe niteliğiyle tesbiti yapılmış, davalı olması nedeniyle maliki açık bırakılıp devredilmiştir.
    Davacı Orman Yönetimi, paftasında (A), (B), (C), (D) ve (E) harfli bölümlerin orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
    Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parselin ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/1/2008 gün 2008/13202 E. - 18363 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mehkemece Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve 03.07.2007 - 01.08.2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılan yerler için davacı Orman Yönetimi tarafından 01.08.2007 tarihinde Maliye Hazinesine husumet yöneltilerek süresinde orman tahdidine itiraz davası açıldığı, davanın niteliği gereği husumetin Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu Köy Tüzelkişiliği ya da taşınmazda hak sahibi olduğu varsayılan gerçek veya tüzelkişilere karşı açılabileceği, maliki açık olarak devredilen kadastro tutatanağının 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince taraflarca gösterilecek delillerle birlikte lüzum görülen diğer deliller de toplanarak taşınmazın gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi gerektiği, ancak buna rağmen ziraat mühendisi ve tanık dinlenmeden yalnızca orman mühendisi bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulduğu, alınan orman bilirkişi kurulu raporunda da taşınmazın 1957 tarihli 1/25000 ölçekli memleket haritasında yeşil-ormanlık alanda ise de 1953 tarihli hava fotoğrafında meyvelik göründüğü belirtilip sonuçta açıklama yapılmadan ve çelişki giderilmeden taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun rapor edildiği, mahkemece hüküm kurmaya yeterli olmayan bu rapor esas alınarak davanın karara bağlandığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, eski ve 1980"li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı
    yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır." denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine, dava konusu parselin ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/07/2010 gün ve 2010/8926 E. - 9629 K. sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece bozma kararına uyularak çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve kişi yararına kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yoluyla toprak edinme koşullarının oluştuğu gerekçesi ile hüküm kurulmuşsa da, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi yapılan inceleme ve araştırma da yetersizdir.
    Orman bilirkişileri tarafından yöreye ait 1957 tarih, 1/25000 ölçekli Standart Topoğrafik Memleket Haritasına göre taşınmazın yeşil alanda kaldığı, 1953 tarihli hava fotoğrafında ise meyvelik olarak göründüğü, üzerinde çeşitli meyve ağaçlarının bulunduğu açıklanarak taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiştir. Ancak, yapılan uygulamaya göre memleket haritasında taşınmazın konumunun gösterildiği yer, yeşil alanda kalmakla birlikte bilirkişilerce belirtildiği gibi meyvelik sembolleri görülmemektedir. Orman bilirkişiler ve tarım bilirkişisi tarafından taşınmaz üzerinde bulunduğu belirtilen meyve ağaçlarının yaşları, adedi ve cinsleri de ayrıntılı bir biçimde açıklanmadığından hava fotoğrafının çekim tarihinde bu ağaçların var olup olmadığı anlaşılmamaktadır.
    Mahkemece dinlenen yerel bilirkişiler ve tanık, soyut bir biçimde davalının zilyetliğinden söz etmişler, murisinden davalıya kaldığını bildirmişlerse de bunun hangi tarihte olduğunu açıklamamışlardır.
    Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli ve 1980"li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımııyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen meyve ağaçlarının yaşları, sayısı ve cinsi belirlenmeli, uygulanan hava fotoğrafının çekim tarihinde taşınmaz üzerinde var olup olmadıkları, görünen ağaçların bu meyve ağaçları ya da orman ağacı olup olmadığı, 1980"li yıllara ait memleket haritası ile karşılaştırmalı uygulama yapılarak belirlenmedir.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, 420 ada 29 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine karafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince yapılarak 03/07/2007 - 01/08/2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ve çekişmeli parsel yönünden 09/10/2007 - 07/11/2007 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen dahili davalı ... yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 25/02/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi