Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17811
Karar No: 2019/12884
Karar Tarihi: 19.12.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17811 Esas 2019/12884 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2016/17811 E.  ,  2019/12884 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacılar asıl davaları ile; dava konusu 478 ada 302 parsel sayılı taşınmazı 28/12/1993 tarihinde 1/3 hisseli olarak tapuda ...’dan satın aldıklarını, taşınmazda satın aldıkları tarihte herhangi bir şerh bulunmadığını, ancak taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olduğu için açılan tapu iptali ve tescil davasının kendilerine 1995 tarihinde ihbar edildiğini ve bu tarihte tapuya şerh konulduğunu, söz konusu davanın kabulüne karar verilerek kesinleştiğini ancak bu kararın tapuda infaz edilmeden önce taşınmazı sattıklarını, bunun üzerine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/244 E sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talepli yeni bir dava açıldığını, mahkemece tazminat talebinin kabulüne karar verilerek kesinleştiğini ve tazminat ödemek zorunda kaldıklarını, kadastroca malik hanesi doldurulmamış olsaydı bu gayrimenkulün kendilerine satılamayacağını, ..."ın Kadastro Mahkemesindeki davanın davalısı olup hakkında devam etmekte olan bir dava var iken kendilerine bu davadan söz etmeksizin gayrimenkulü satıp bedelini aldığını, ayıplı mal sattığını ileri sürerek, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/244 E 2009/203 K sayılı kararıyla uğradıkları tüm zararlarını fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla açtıkları davada 10.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişler, birleşen davaları ile de; davalı ..."ın dava açılmadan önceki tarihte vefaat ettiğini ileri sürerek mirasçılarına ve hazineye karşı aynı taleplerde bulunmuşlardır.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacılar eldeki asıl ve birleşen dava ile; 1993 yılında ...’dan dava konusu taşınmazı satın aldıklarını, taşınmaz hakkında açılan tapu iptal ve tescil davasının 1995 de kendilerine ihbar edildiğini, taşınmazın 2001 yılında satılması nedeniyle aleyhlerine açılan davada tazminat ödediklerini ileri sürerek ödedikleri tazminatın bir kısmını ... mirasçılarına rücu etmişler; davalı ... mirasçıları ise davacıların taşınmazı tapuda bilerek satın aldıklarını ve iyi niyetli olmadıklarını savunmuşlardır. Mahkemece ‘...davacıların kadastro mahkemesine ait 2002/1 E 2002/165 K sayılı dosyasında davalı oldukları ve taşınmazın bu dosyanın davacıları adına tesciline karar verildiğini bildikleri halde karar infaz edilmeden kararın infazını önlemek amacıyla taşınmazı tapuda 3. kişilere satmış olmaları nedeni ile iyi niyet ve tapu kaydına güvene ilişkin iddiasında bulunamayacakları, rücuen tazminat talepleri yerinde görülmediği...’ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde; dava konusu taşınmazın evveliyatının muadil muhacirlerinden ... oğlu ... adına tapuda kayıtlı taşınmaz olduğu, ölümü ile oğlu Kamber’in kendisini tek mirasçı olduğunu beyan ederek almış olduğu veraset ilamı ile tüm taşınmazları üzerine aldığı ve dava konusu taşınmazın da satış yoluyla ...’ye intikal ettiği,1940’lı yıllardan beri Kamberin kardeşi Mediha’nın mirasçıları tarafından açılan tapu iptali ve tescili davaları olduğu halde 1969 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında bu davalardan hiç bahsedilmeyerek tapu kaydının ... adına oluşturulduğu ve kadastro tespitinin 1971 yılında kesinleştiği, ... tarafından söz konusu taşınmazın 1993 yılında tapuda herhangi bir kısıtlama olmadan davacılara satıldığı, 1982 yılında Mediha mirasçılarınca açılan davalara devam edildiği ve Kadastro Mahkemesinin 1991/297 E 1996/13 K sayılı kararı ile önce davanın reddine karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 1998/1791-1886 sayılı kararı ile " M.K. 932 maddesi gereğince yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken kişiler iyi niyet iddiasında bulunamazlar. 1943 yılından beri sürmekte olan bir davanın tapunun aleniyeti ilkesi de nazara alındığında küçük bir çevrede bilinmemesi mümkün değildir, Asliye Hukuk davası devam ederken malik belirlenmesi de temelden yoksun olan bir işlemdir" gerekçesiyle bozulduğu, bozma üzerine Kadastro Mahkemesinin önceki kararda direndiği, direnme kararının Hukuk Genel Kurulunun 2000/16-1312 Esas ve 2000/1647 K sayılı kararıyla oy çokluğuyla bozulduğu, Kadastro Mahkemesince bozmaya uyularak 2002/1 E 2002/165 K sayılı kararı ile davacılar adına olan tapu kaydının bir kısmının iptal edilerek kadastro davasının davacıları adına kararda yazılı hisseleri nispetinde tesciline karar verildiği, karar kesinleşmeden taşınmazın tapuda satış yolu ile devredildiği, infaz ettirilemediğinden kadastro mahkemesinin davacıları tarafından ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/244 E sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescili olmadığı takdirde tazminat talepli bir dava daha açıldığı,açılan davanın ... ve hazineye ihbar edildiği, tazminat talebinin kabulüne karar verildiği ve davacılar tarafından kesinleşen bu ilam sonucunda tazminat ödendiği anlaşılmaktadır. Davacılar ile davalı satıcı ... arasında 1993 yılında tapu sicil memuru huzurunda sözleşmenin düzenlendiği anda taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olduğu ve herhangi bir şerhin bulunmadığı, dolayısıyla taşınmaz hakkında açılan davalardan davacıların haberdar olmadan taşınmazı satın aldığı kabul edilmelidir. İşlem tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK"nun 189 (yeni BK 214) maddesinin birinci bendinde, "Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey’in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes"ul ve zamindir." hükmü yazılıdır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olup olmamasından sorumludur. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Hal böyle olunca; davacıların zapta karşı tekeffül hükümleri kapsamında satılan taşınmazda uğradıkları zararları nedeniyle akidi olan ... ve mirasçılarına rücu edebilecekleri değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi