9. Hukuk Dairesi 2014/13818 E. , 2015/27892 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, cezai şart tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işveren, 28.01.2011 tarihinde imza edilen belirsiz süreli hizmet sözleşmesi uyarınca 01.02.2011 tarihinden itibaren davalının uzman denetçi görevi ile aylık brüt 4.650,00 TL ücret ile çalışmaya başladığını, davalının 25.11.2011 tarihinde iş sözleşmesini istifa etmek sureti ile sona erdirdiğini, taraflar arasında mevcut belirsiz süreli hizmet sözleşmesi çerçevesinde ifa edilecek görevin her yılın Eylül ayı başından müteakip yılın Mart ayı sonuna kadar kesintisiz devam etmesi gerektiğini ileri sürerek, sözleşmenin 17/a ve 24. maddelerinde düzenlenen ceza-i şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işçi, belirsiz süreli hizmet sözleşmesinde ceza-i şart düzenlemesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının iş akdinin feshedileceğini işverenin önceden bildirdiğini ve ihbar sürelerine uyulduğunu, talep edilen eğitimin verildiğinin ve gerçek giderlerinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin asgari süreli olduğu, sözleşmenin 24. maddesinde karşılıklılık ilkesine uyulduğu ve davacının cezai şart talep edebileceği, 17/a maddesinin ise işçi aleyhine tek taraflı düzenlenme içermesi sebebi ile geçerli olmayacağından cezai şart talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı yasal süre içinde taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinde işçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İşçiye işverence verilen eğitim, işçinin işyerinde mal ve hizmet üretimine katkı sağlanması sebebiyle işveren yararına olmakla birlikte, verilen eğitim sayesinde işçi daha nitelikli hale gelmekte ve ileride daha kolay iş bulabilmektedir. Bu nedenle işçiye masrafları işverence karşılanmak üzere verilen eğitim karşılığında, işçinin belli bir süre çalışmasının kararlaştırılması mümkündür. İşçinin de verilen eğitim karşılığında işverene belli bir süre iş görmesi işverene olan sadakat borcu kapsamında değerlendirilmelidir. Bununla birlikte verilen eğitimin karşılığında yükümlenilen çalışma süresinin de eğitimin türü ve masrafları ile uyumlu olması gerekir.
İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir.
İşçiye verilen eğitimin karşılığında işverence yapılan masraflar salt işçi bazında yazılı delille ispatlanmalıdır. İşverenin toplu olarak verdiği eğitimler sebebiyle yapmış olduğu giderlerin işçi başına düşen tutarı, aynı dönemde eğitim alan işçi sayısına bölünmek suretiyle belirlenir. İşçiye verilen eğitim ile ilgili olduğu belirlenmeyen giderlerden işçinin sorumlu olduğu düşünülemez. Yine işçi tarafından karşılanmış olan eğitim giderleri bu kapsamında dışında kalır.
İşverence işçi adına yapılan eğitim giderlerinin tamamı yerine, işçinin çalıştığı ve çalışması gereken sürelere göre oran kurularak indirim yapıldıktan sonra kalan miktarının tahsiline karar verilmesi gerekir. Gerçekten işçi, eğitimden sonra çalışmayı yükümlendiği sürenin bir kısmında çalışmış ise işverene bu konuda katkı sağlamış olmaktadır. İşçinin yükümlü olduğu sürenin tamamında çalışılmış olunması halinde ise, işverence eğitim giderleri istenemez (Yargıtay 9.HD. 6.10.2008 gün 2 E, 2008/25446 K.).
Somut olayda, iş sözleşmesinin 17/a maddesinin, “…Yurtiçi eğitim programlarında program bitişini takiben en az 6 ay süre ile personel şirkette çalışmayı kabul eder. Sürenin bitiminden önce herhangi bir sebeple şirketten ayrılır ise eğitim programı sebebiyle 10.000 TL tutarında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Bu madde 24. maddeden bağımsız bir hükümdür...” şeklinde düzenleme içerdiği, davalının bu kapsamda işveren tarafından bir kısım işçiler ile birlikte eğitime tabi tutulduğu ve eğitimin 30.09.2011 tarihinde sona erdiği, davacının 6 aylık süre dolmadan 24.10.2011 tarihinde iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın istifa etmek sureti ile sonlandırdığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalı çalıştığı süre ile orantılı olarak eğitim giderlerinden sorumludur.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; eğitime ilişkin tüm belge ve bilgiler getirtilerek, bu eğitimlere kaç kişinin katıldığı da tespit edilerek, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla, işverenin toplu olarak verdiği eğitimler sebebiyle ispatlanan giderlerin işçi başına düşen tutarı, aynı dönemde eğitim alan işçi sayısına bölünmek suretiyle belirlenmeli, ardından işçinin çalıştığı süre ile oranlanarak, indirim hususu da düşünülerek davalının sorumlu olduğu miktar belirlenmelidir. Yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.