13. Hukuk Dairesi 2019/5901 E. , 2019/12882 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının annesinin de hissedarı bulunduğu arsa üzerine yüklenici sıfatıyla inşaat yaptığını, inşaatın yapımı esnasında veraset ve intikal vergisi, vakıf şerhinin terkini, emlak vergisi ve mal sahiplerinin kira gelirlerinin karşılanması için davalıya borç olarak toplam 143.500,00 TL verdiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirerek arsa maliklerine binayı teslim ettiğini, davalı dışındaki arsa sahiplerinin borç olarak aldıkları bedelleri iade ettiklerini, davalı tarafından ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla ... 37. İcra Dairesinin 2012/19762 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın borca haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 142.059,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, kabul edilen asıl alacak miktarının %20"si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya karz ilişkisine dayalı olarak borç para verdiğini ve geri ödenmediğini ileri sürerek, verdiği paranın davalıdan tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, gönderilen paranın borç olarak gönderilmediğini, davacı müteahhidin taahhüdü kapsamında ödenen paralar olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının davalıya belirtilen kalemlerle ilgili 142.059 TL ödeme yaptığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yapılan ödemelerle ilgili davacı yükleniciye ait bir edim söz konusu olmadığı, davalı tarafın bu ödemelerin sözleşme kapsamında taahhüt edilen bir edim olduğunu ispat edemediği, ödemeleri arsa paydaşı annesi adına aldığını belirten davalının muris annenin diğer mirasçısı kız kardeşine payı oranında rücu hakkı bulunduğu, ispat yükü üzerinde olan davalının sözleşme ve taahhüt uyarınca ödeme yapıldığını yazılı belge ile ispat edemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; dosya arasında bulunan tahsilat makbuzlarında kira bedeli açıklaması olduğu ve borç ibaresinin geçmediği, havale yolu ile gönderilen paralar için herhangi bir açıklama yapılmadığı bu haliyle havalenin bir ödeme vasıtası olduğu ve borcun ödendiğini gösterdiğinin kabulü gerekir. Davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır. Davacı taraf, davaya konu paranın borç olarak verildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalı savunmasını ispat ile yükümlü olmayacaktır. O halde, mahkemece, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu gözetilerek ve tarafların sundukları deliller değerlendirilerek ayrıca davacının açıkça yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mevcut olayda ispat yükü ters çevrilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.