17. Hukuk Dairesi 2019/3154 E. , 2020/5059 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin davalılardan ..."a 25.000,00 TL borçlandığını, nakit sıkıntısı çeken müvekkilinin borcuna karşılık, maliki olduğu dava konusu taşınmazını 14/10/2014 tarihinde davalı ..."a devrettiğini, ancak devrettiği taşınmazların değeri borcun çok üzerinde olduğundan borcunu aşan kısım için de davalı ...’tan 30/05/2015 vade tarihli 160.000,00 TL bedelli senet aldığını, ancak senedin vadesinde ödenmemesi üzerine Germencik İcra Müdürlüğü"nün 2015/225 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip esnasında mal beyanında bulunan borçlu ..."ın borcu kabul ettiği ancak hiçbir malının bulunmadığını beyan ettiğini, yapılan taşınmaz sorgulamasında, davalı ..."ın müvekkilinden almış olduğu taşınmazı önce eşi davalı ..."a daha sonra da müvekkilinin akrabası olan davalı ...’e devrettiğini,bu devirlerin alacağın tahsiline engel olmak niyetiyle yapıldığını belirterek taşınmazların devrine yönelik tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davacı ile gerek davalı ... ve gerekse davalı ... arasındaki alacak-borç ilişkisini bilmediğini, müvekkilinin dava ../...
konusu taşınmazları davalı ..."dan 201.000,00 TL"ye satın aldığını, taşınmazları almak için kredi kullandığını ve bedelinin davalı ..."ın hesabına havale edilmek suretiyle ödendiğini, beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Germencik İcra Müdürlüğünün 2015/225 sayılı takip dosyasında toplam dosya alacağı olan 193.000,00 TL nin davalı ...’tan alınarak davacıya verilmesine,Germencik İcra Müdürlüğünün 2015/225 sayılı takip dosyasında toplam dosya alacağı olan 193.000,00 TL"nin davalı ... Mızraktan alınarak davacıya verilmesine, davacının ... yönünden taleplerinin reddine,karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte Yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden
birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Öte yandan, tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazlardan 557 parsel 14/10/2014 tarihinde 3.500,00 TL bedelle, 558 parsel 14/10/2014 tarihinde 3.000,00 TL bedelle davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’a tapuda satılmış; bilirkişi tarafından taşınmazlardan 557 parsel için 64.956,00 TL, 558 parsel için 47.528,00 TL rayiç bedel belirlenmiştir. Bu haliyle taşınmazın tapudaki devir bedeli ile gerçek değeri arasında mislini aşan bedel farkı olduğu anlaşıldığından ve davalılardan ... ve ... evli olup, davalı 3.kişi eşi olan diğer davalının davacıya borcunun olduğunu bilebilecek durumdaki kişilerden olduğundan mahkemenin davalı 3.kişi ... yönünden davayı kabul etmesi yerindedir. Ancak; davalı 4.kişi ..."in taşınmazı kötüniyetle davalı 3.kişi ..."tan satın aldığı ispatlanamadığından bu davalı yönünden mahkemece; davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Davalı borçlu ... ve davalı 4.kişi ... her ikisi de Hıdırbeyli Mahallesi/Germencik nüfusuna kayıtlı olup, tasarruf konusu olan taşınmaz da Hıdırbeyli Mahallesi’nde yer almaktadır. Ayrıca dosya kapsamından davalı 4.kişi ...’in Hıdırbeyli Mahallesi’nde ikamet ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan; dava konusu taşınmaz öncelikle; davacı ... tarafından davalı borçlu ...’a devredilmiş, davacının alacağı bu taşınmaz devrinden kaynaklanmıştır. Taşınmazın ilk sahibi olan davacı ... ile davalı 4.kişi ...’in eşi ... amca çocukları olup; tüm bu hususlara göre davalı 4.kişi ...’in borçlu davalı ...’ın
durumunu ve zarar verme kastını bildiği veya bilebilecek durumda olup olmadığının İİK"nın 280. maddesi kapsamında tartışılarak söz konusu tasarrufun davalı 4.kişi ... yönünden de iptale tabi olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi yönünden hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de; tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sadece üçüncü kişinin sorumlu olması gerekirken, zaten alacağın tahsili için açılan davada borçlunun mükerrer borç ödeme külfeti yüklenerek tazminattan sorumlu tutulmaması ve taşınmazın elden çıkarıldığı 18/06/2015 tarihindeki gerçek değerinin belirlenerek bu miktarın davacının alacak ve ferilerini geçmeyecek şekilde davalı 3.kişi ...’tan tahsiline karar verilmesi gerekirken davalıların daha yüksek olan icra dosyasındaki miktar ile sorumlu tutulması da isabetsizdir.
3-Yine kabule göre, tasarrufun iptali davalarında davacının takip konusu alacağı ile dava konusu taşınmaz değerinden hangisi az ise o miktar üzerinden vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerinin belirlenmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 05/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.