3. Ceza Dairesi 2020/5080 E. , 2020/6795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten Yaralama, mal varlığına zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama ile mal varlığına zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Hükmolunan adli para cezalarının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca hüküm kesin nitelikte bulunduğundan katılanın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2) Sanık ... hakkında katılan ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
3) Sanık ... hakkında mağdur ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
a) 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nin 231/8. maddesinde "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." şeklinde değişiklik yapılmış ise de; suç tarihinden sonra yapılan söz konusu değişikliğin sanık aleyhine olduğu, değişiklik tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği ve sanık müdafiinin 01.03.2016 tarihli celsede hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerini kabul ettiği, adli sicil kaydı itibariyle açıklanmış bir mahkumiyet kararı bulunmadığı ve tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat edinilmesi nedeniyle cezasının ertelendiği hususları gözetilerek, sanığın lehine CMK"nin 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin karar yerinde değerlendirilmesi lüzumu,
b) Tarafların ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda farklı beyanlarda bulunduğu ve oluş, tüm dosya içeriği ile kabule göre, karşılıklı kavga şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 - 238 Esas - 367 Karar sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, karşılıklı kavgada ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği durumlarda, sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanıp uygulanamayacağının tartışmasız bırakılması,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.