Esas No: 2022/1459
Karar No: 2022/9389
Karar Tarihi: 16.05.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1459 Esas 2022/9389 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1459 E. , 2022/9389 K."İçtihat Metni"
Nitelikli hırsızlık suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-f maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ve 2018/606 esas, 2020/250 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Antalya 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/09/2021 tarihli ve 2018/606 esas, 2020/250 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/09/2021 tarihli ve 2021/834 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/12/2021 gün ve 25386/2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2022 gün ve 2021/155961 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21/12/2020 tarihli ve 2020/24371 esas, 2020/19540 karar sayılı ilamında, "...hükümlünün yargılama sırasında “Antisosyal kişilik bozukluğu” olduğuna ilişkin beyanda bulunulmadığı gibi bu konuda dosyada herhangi bir bilgi ve belge de bulunmaması, Gölcük Deniz Hastanesi'nin, suç tarihinden önce düzenlenen, hükümlüde “antisosyal kişilik bozukluğu (Kronik nitelik kazanmış)” olduğu ve askerliğe elverişli olmadığına dair sağlık kurulu raporunun hükmün kesinleşmesinden sonra ibraz edilmesi karşısında; anılan raporun, 5271 sayılı CMK’nin 311/1-e maddesi kapsamında yeni delil ortaya konulması olarak değerlendirilerek, 5237 sayılı TCK’nin 32. maddesine göre hükümlünün suç tarihinde akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca düzenlenecek rapor ile tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğinden, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair karara itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 30.05.2019 tarihli ve 2019/784 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesinin gereğince kanun yararına BOZULMASINA,." şeklinde belirtildiği üzere, anılan mahkemenin 29/09/2020 tarihli kararının kesinleşmesini müteakip, yargılamanın yenilenmesine dair dilekçesine ek olarak ibraz edilen Sarıkamış Asker Hastanesinin 08/10/2002 tarihli ve 698 sayılı raporunda hükümlünün "Antisosyal kişilik bozukluğu" tanısıyla askerliğe elverişsiz olduğunun belirtilmesi ve Mahkemesince yapılan yargılama aşamasında da anılan hususun ileri sürülmediğinin anlaşılması karşısında, hüküm tarihinde mahkemesince bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durum nedeniyle, hükümlünün 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca tespiti lüzumunun bulunması gerektiğinden bahisle, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek bu yönde rapor alınması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılamanın yenilenmesi yolu, ancak sınırlı hallerde kabul edilmiş olağanüstü bir kanun yoludur. 5271 sayılı CMK’nın 311 ile 323. maddelerinde düzenlenmiştir. Yargılamanın yenilenmesi istemi, ilk hükmü veren mahkemeye sunulur (CMK’nın 318/1. maddesi). Bu mahkeme, öncelikle istemin kabul edilebilir olup olmadığını inceleyerek bir karar verir. Bu inceleme dosya üzerinden yapılır. CMK’nın 23/3. maddesine göre yargılamanın yenilenmesi halinde, yargılamada görevli hakim, aynı işte görev alamaz. Bu halde hakim, uyuşmazlık hakkında daha önceden görüşünü bildirmiştir. Yargılama süresince görüşünü bildirmiş olan bir hakimin, yargılamanın yenilenmesi aşamasında görev yapması, hakimin tarafsızlığı ilkesi ile bağdaşmaz. Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilir olup olmadığına ilişkin kararın, aynı mahkemece, fakat asıl kararı veren hakim dışındaki hakim tarafından verilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Antalya 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ve 2018/606 E. - 2020/250 K. sayılı hükmünü veren hakimin Dr. Ünsal Kudu (165878) olduğu, sanık ... hakkında verilen hükmün istinaf incelemesi sonucu kesinleştiği; bilahare sanığın yargılamanın yenilenmesine ilişkin isteminin, aynı mahkemenin 02/09/2021 tarihli ve 2018/606 E. - 2020/250 K. sayılı ek kararı ile reddine karar verildiği, ret kararı veren mahkeme hakiminin de Ünsal Kudu (165878) olduğu, bu ek karara yönelik sanık tarafından yasal süresi içerisinde itirazda bulunulduğu, akabinde itiraz mercii olan Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/09/2021 tarihli ve 2021/834 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır ki, asıl kararı veren hakim Ünsal Kudu’nun, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine de karar vermesi CMK’nın 23/3. maddesine aykırılık oluşturduğundan itiraz merciince yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair kararın ortadan kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesi hususu da belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 16/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.