19. Hukuk Dairesi 2017/4280 E. , 2018/1239 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş diğer taraftan kimsenin gelmemiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan ve 2010 yılında sona erdirilen dağıtım sözleşmesi kapsamında müvekkili tarafından..."de satılan su satışından doğan 67.817 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 1 yıllık hak düşürücü sürede iş bu davayı açmadığından davanın reddi gerektiğini, taraflar arasındaki Dağıtım Sözleşmesinin 13/a maddesi hükmü uyarınca müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının münhasır delil niteliğinde olduğunu, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının müvekkiline yapmış olduğu fazla ödeme bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; özellikle davalı defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmayışı da nazara alındığında davacının alacağı 65.000,00.-TL olarak tespit edildiği, bilirkişi raporunda detayı da verildiği üzere dava tarihi itibariyle davacının bu miktar alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 14.01.2015 gün 2014/3190 Es-2015/229 Kar. Sayılı ilamı ile “Dava; davacının, davalının ... bayisi olduğu, dağıtım sözleşmesi kapsamında davalıya yapılan fazla ödemelerin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporuna, davalı tarafça gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edilmiştir. Davalı vekili özellikle, 2009 yılına ait ticari defterlerin incelenmesi gerektiğini itirazlarında dile getirmiştir. Bu durumda Mahkemece uyuşmazlığın sağlıklı bir biçimde çözümlenebilmesi için davalı vekilinin itirazları da gözetilerek davacı tarafın 2009 yılına ait ticari defterleri üzerinde konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp iddia, savunma, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama alınan bilirkişi raporu neticesinde, dava konusu... plakalı kamyonetin taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki kurulmasıyla davalı şirket tarafından 34.000,00-TL bedelle davacıya satıldığı, davacı tarafından bedelin ödendiği, taraflar arasındaki ilişkinin sonlanmasıyla, 25.000,00-TL bedelle davalıya yeniden satıldığı, davalının çalışanı olduğunu iddia ettiği..."e 01/06/2010 tarihli araç satış vekaletnamesinin verildiği,... tarafından da 08/06/2010 tarihinde davacı şirketi temsilen..."ye satıldığı, davalı defterindeki 25/10/2010 tarihli, 22.000,00-TL olarak görülen "... plk araç satış virmanı, havale, ... Yayıncılık Reklamcılık" şeklindeki kaydın bu araçla ilgili olduğu, dolayısıyla bu aracın davalının talebi ile ..."e verilen vekaletname ile 3.kişiye satıldığı, araç bedeli olan KDV dahil 25.000,00-TL"den sorumlu olduğu ,bunun yanı sıra taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile 24/12/2009 tarihli tahsilat makbuzuna konu 7 adet bononun söz konusu tahsilat makbuzu ile davalı şirket namına ..."a teslim edildiği, davalı şirketi temsil etmek üzere kendisine ... Noterliği"nin 29/04/2009 tarihli 3525 yevmiye numaralı vekaletnamesinin verildiği , senet asıllarının davacıda olması nedeniyle 40.000,00-TL toplam senet bedelinin davacı tarafından davalıya ödendiği gerekçesiyle davanın asıl alacak yönünde kabulüne fazlaya ilişkin olarak davanın reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili yönünden temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde olmayan aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermiştir.
2-Mahkemece 7 adet toplam 40.000,00 TL bedelli bononun dava tarihinde davalıya ödendiği kabul edilmişse de söz konusu bonoların incelenmesinde keşidecinin davacı , lehtarın ise davalı olduğu, bonolarda lehtarın herhangi bir cirosunun olmadığı anlaşılmıştır.Davalı şirket adına bono tanzim eden ...ise şirket yetkilisi olmayıp şirket adına bono teslim alma yetkisi bulunmamaktadır.Davalının imzasını içermeyen bonoların keşideci tarafından her zaman düzenlenebileceği, teslim makbuzunun da davalı şirketi hukuken sorumlu tutacak bir belge niteliğinin bulunmadığı kabul edilmeli davacının bu bono bedellerini ödediğini usulune uygun delillerle ispat etmesi gerekir.Mahkemece bu hususun gözetilmeyerek yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekili hazır bulunan davalı lehine takdiren 1.630 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,14/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.