8. Hukuk Dairesi 2012/853 E. , 2012/6118 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, katkı payı alacağı
... ile ... (...) aralarındaki tapu iptali ve tescil, katkı payı alacağı davasının reddine dair İstanbul 12. Aile Mahkemesinden verilen 14.09.2011 gün ve 1002/810 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, tarafların 1988 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 231 ada 11 parsel üzerindeki 10 nolu bağımsız bölümün satın alınarak davalı adına tescil edildiğini, taşınmaz üzerinde hakkı bulunduğunu açıklayarak tapu kaydının iptaliyle müvekkili adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000 TL alacağın davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazın annesinin katkısı ile alındığını, davacının hiçbir katkısı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının katkısını kanıtlayamadığı, satış parasının tamamının davacı tarafından ödenerek taşınmazın davalı adına tescil edildiği ileri sürüldüğünden gizli bağış sayılması gerektiğini, bağıştan rücu koşullarının ileri sürülmediğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 21.08.1989 tarihinde evlenmiş, 04.04.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 13.11.2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m. 202, 225). Dava konusu 231 ada 11 parsel üzerindeki 10 nolu bağımsız bölüm 25.02.2000 tarihinde satış yoluyla davalı ... Bal adına tescil edilmiştir.
Dava; 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca katkı payı alacağı davası niteliğinde olup verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde alınarak (25.02.2000 tarihinde) davalı adına tescil edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacı ve davalı Arıbal Plastik Kalıp Ltd. Şti.nin ortağı olup, davacı ve davalı şirketten gelir elde etmektedirler. Dinlenen davacı tanıkları taşınmaz bedelinin davacı tarafından, davalı tanığı ise davalının annesi tarafından, ödendiğini ileri sürmüşlerdir. Gerek dava dilekçesinde gerekse yargılama oturumlarında taşınmazın davalıya bağışlandığı yönünde bir açıklamada bulunulmamıştır. Bu bakımdan mahkemece işlemin bağış olarak değerlendirilmesi dosya kapsamı ve toplanan delillere uygun düşmemektedir.
Mahkemece, iddia ve savunmalar ile plastik kalıp şirketinde paydaş olmaları ve şirket bilançoları ile tarafların herbirine düşen net kar payları dikkate alınarak tarafların taşınmazın edinildiği tarihteki toplam gelirinden sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarının ne olacağının belirlenebilmesi için konunun uzmanı bilirkişi (bir uzman görüş sahibi hukukçu, bir mali müşavir ve inşaat mühendisi) kurulundan rapor alınması suretiyle davacı ile davalının çalışmaları karşılığında elde ettikleri gelirle sağlayabilecekleri katkı miktarının ayrı ayrı saptanması, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacının katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri ile çarpılarak katkı payı alacağının tespit edilmesi, davalının annesi tarafından davalıya yardım niteliğinde bir para verip vermediği üzerinde durulması, davacı tarafın yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılması ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 25.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.