Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/6553 Esas 2019/5435 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6553
Karar No: 2019/5435
Karar Tarihi: 03.04.2019

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/6553 Esas 2019/5435 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararı, bir borçlu vekilinin müvekkili aleyhine başlatılan ilamlı takibin dayanağı olan ilamın tespit hükümlerinin ilamlı icra konusu olamayacağı gerekçesiyle icra takibinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurması sonucu verilmiştir. Mahkeme, takip konusu olan kararın eda hükmü içermediğini ve muhatabın kim olduğu konusunda duraksama oluşabileceğini tespit ederek, mahkemece şikayetin kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca bozulmuştur.
İİK'nin 366. maddesi: Kararın bozulması, değiştirilmesi ya da kaldırılması durumları.
HUMK'nin 428. maddesi: İstinaf başvurusu yapılan bir kararın gereği gibi sonuçlanmadığı hallerde temyiz başvurusunun yapılmasına olanak tanıyan madde.
12. Hukuk Dairesi         2018/6553 E.  ,  2019/5435 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçlu vekilinin, müvekkili aleyhine başlatılan ilamlı takibin dayanağı olan ilamın tespite ilişkin olduğunu, eda hükmü içermeyen tespit hükümlerinin ilamlı icra konusu olamayacağını ileri sürerek müvekkili aleyhine başlanılan icra takibinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemce şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
    İlamlı icrada, borçlu, ilam aleyhine olan, yani ilama göre borçlu olan kişidir. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net ve likit olması, ayrıca eda hükmünü içermesi gerekir. İlama konu hükümde, borçlunun kimliğinin açık ve anlaşılır olması ve dolayısıyla takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşkunun bulunmaması, ilam hükmünün, kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksama olmaması gerekir.
    Somut olayda; takip konusu olan 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/445-872 E/K sayılı kararının kiracılık sıfatının tespiti ile muarazanın men"ine ilişkin olduğu ve eda hükmünü içermediği görülmektedir.
    O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.