Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/23336
Karar No: 2019/12878
Karar Tarihi: 19.12.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/23336 Esas 2019/12878 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/23336 E.  ,  2019/12878 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, müşterek murisleri ... ..."nun vefatı sebebiyle miras hissesinin mirasçılar adına intikalini yapmak veya terekenin bedele dönüştürülmesi halinde hissesine düşen bedelin ödenmesini sağlamak üzere davalı ..."ya ve davalı ...’a 05.05.2005 tarihinde ayrı ayrı vekaletname verdiğini, yine aynı tarihli taahhütname ve beyan başlıklı belgeyle de dağıtımın yapılacağının davalılar tarafından taahhüt edildiğini, ancak davalıların, vekalet görevleri ile ilgili bilgi vermediklerini, intikal yapmadıklarını ve satış yapılmış ise de kendisine düşen payın ödenmediğini ileri sürerek; muris ... ...’dan hissesine düşen miras payı karşılığı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000,00 TL’nin taşınmazların ilk satılma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
    Davalılar, murisin kan kanserine yakalandığını ve uzun bir tedavi süreci sonrasında vefat ettiğini, tedavi için Amerika’ya götürülen murisin gerek Türkiye’de gerekse Amerika’daki tedavi masraflarının bir kısmının davalı ... tarafından ve bir kısmının da kardeşlerden alınan borçlarla karşılandığını, 05.05.2010 tarihli taahhütname ve beyan ile davacı dahil tüm mirasçıların muristen kalan mal ve paraların tümünün murisin borçlarının ödenmesinde kullanılacağını, fazla kalan para olması durumunda mirasçıların hisseleri oranında paylaştırılacağını kabul ve taahhüt ettiklerini, kendilerinin de vekalet görevine istinaden gayrimenkul ve menkul malların satışlarını gerçekleştirdiklerini, ancak elde edilen gelirle borçların %60’ını kapatabildiklerini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 15.000,00 TL’nin, 7.500,00 TL’sinin davalı ...’dan 14/07/2005 tarihinden itibaren, 7.500,00 TL’nin davalı ... ... 07/12/2005 tarihinden itibaren yasal faizleri ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, eldeki davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 15.000,00 TL’nin taşınmazların ilk satılma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş olup, dava, niteliği itibariyle kısmi dava niteliğindedir. Alacaklı, alacağının tümü için dava açmak zorunda olmayıp, alacağının şimdilik belli bir bölümünü dava konusu yapabilir. Ancak alacaklının böyle bir kısmi dava açması halinde de, alacağın tümü için açılan davalarda olduğu gibi talep edilebilecek alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi zorunludur. Dava konusu olayda ise mahkemece, taşınmazların davalılara verilen vekalet ile satışından sonra, taşınmazların satış tarihindeki gerçek rayiç değerleri ve davacının miras payı dikkate alındığında, vekil olan davalıların davacıya ödemesi gereken miktarların, dava dilekçesinde talep edilen miktarlardan daha fazla olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, mahkemece kısmi dava niteliğinde olsa da davacının talep edebileceği miktarının tam ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, bundan sonra taleple bağlı kalınarak alacağın dava konusu yapılan bölümü ile ilgili hüküm kurulması gerekirken, talep edilebilecek tazminat miktarı tam ve kesin olarak belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Davacı, müşterek muristen kalan miras payının davalılara verilen 05.05.2005 tarihli vekaletnamelere ve taahhütnameye rağmen kendisine ödenmediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış; davalılar ise muristen kalan malların murisin tedavisi için alınan borçların ödenmesi için kullanıldığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Her ne kadar mahkemece, murisin sağlığında tedavisi için yapılan harcamaların davalılarca yapıldığı ve bu harcamaların miktarı konusunda yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile savunmaya itibar edilmemiş ise de; davalıların dayandıkları deliller tartışılmamış, hangi gerekçe ile bu delillerin kabul edilmediği açıklanmamıştır. Mahkemece, davalıların savunmaları doğrultusunda gösterdikleri delillerin incelenerek değerlendirilmesi, tarafların kardeşler olmaları nedeni ile HMK"nun 203/1-a maddesi gereği tanık ile ispatın mümkün olduğu da gözetirek ve gerekli görülmesi halinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak sureti ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    3-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 256,16 TL harcın davalılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi