Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 12.12.2003 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi vc manevi tazminat zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, 11.792.02 TL maddi tazminat ile 13.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Tazminatın saptanmasında zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermcyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, hesap raporunun Yargıtay denetimine elverişli olması gerektiği Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda, hükme esas alınan hesap raporunda maddi zarar belirlenirken esas alınan ücretin anlaşılamadığı bu nedenle Yargıtay denetimine elverişli olmadığı açıktır. Yapılacak iş, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda yeniden hesaba ilişkin rapor almak, bilirkişice belirlenen zarar miktarından Kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalının kusuruna isabet eden kısmını tenzil etmek çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. O halde, tarafların bu yönleri temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 31/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.