20. Hukuk Dairesi 2013/10968 E. , 2014/2422 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Altıoluk Köyü 251 ada 24 ve 28 parsel sayılı 10941.71 ve 16074.31 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 24 parselin kadastro tesbitinin iptali ile kadastro bilirkişisi rapor ve krokisine (A) harfi ile işaretli 5618.40 m2 yüzölçümlü bölümün orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, (B) harfi ile işaretli 5323.31 m2 yüzölçümlü bölüm ile 28 parselin tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/12/2010 tarih ve 2010/11892-14975 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı ve ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların cinsi, yaşı, sayısı kapalılık oluşturup oluşturulmadığı, baskın özelliğinin ne olduğu ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, meşe ağacı
- 2 -
2013/10968 - 2014/2422
tohumu ağır tohumlu ağaçlar grubu içerisindeyer aldığı ve tohum kanatlarının olmaması nedeniyle uzak mesafelerden rüzgar vs. etkenlerle taşınarak çalılık alanlar içerisinde çimlenip yetişmesinin mümkün olmadığı düşünülmeli, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilerle örtülü yerlerin 6831 sayılı Kanunun 1/j ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p ve 26/j maddeleri gereğince orman sayılacağı ve yine ormancılık bilimine göre meşe ağaçları ağır tohumlu orman ağacı grubunda olmaları nedeniyle tohumların rüzgar ve diğer doğa olaylarıyla bulundukları yerlerden başka bir yere taşınmasının mümkün olmadığı, daha önce meşe yetişmemiş bir arazi de bu yolla yetişmeyeceği, aslında o yerde bulunan meşe ağaçlarının şu veya bu nedenle tahrip edilmesi sonucu, toprak altında kalan köklerin insan baskısı ortadan kalkınca yeniden filizlenmesi sonucu yeniden ormana dönüşeceği, 6831 sayılı Kanunun 1/F maddesi gereğince bir yerin orman sayılmaması için "orman sınırları içinde ve bitişiğinde tapulu olması, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunması ve tarım arazisi olarak kullanılması" gerektiği somut olayda davalının dayandığı bir tapu kaydı ya da herhangi bir tasarruf belgesi bulunmadığından, dağınık veya yer yer küme ve sıra halindeki meşe ağaçlarıyla örtülü yerlerin 6831 sayılı Kanunun 1/1. maddesi gereğince orman sayılacağı gözönünde tutulmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile 251 ada 28 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline, 251 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 25/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.