Esas No: 2022/1464
Karar No: 2022/9388
Karar Tarihi: 16.05.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1464 Esas 2022/9388 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1464 E. , 2022/9388 K."İçtihat Metni"
Mala zarar verme suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2013 tarihli ve 2012/1034 esas, 2013/866 sayılı kararının 07/11/2013 tarihinde kesinleştiği ve sanığın denetim süresi içerisinde 13/03/2015 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 151/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2019 tarihli ve 2019/123 esas, 2019/800 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14/12/2021 gün ve 17567-2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2022 gün ve 2021/156723 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2019 tarihli kararına karşı sanığın istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 02/02/2021 tarihli ve 2020/1537 esas, 2021/288 sayılı kararıyla anılan Mahkemenin 03/10/2013 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulüne uygun şekilde kesinleştirilmediği gerekçesiyle nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2019 tarihli ve 2019/123 esas, 2019/800 sayılı kararının bozulmasına ve sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının açıklanmasına yer olmadığına karar verildiği gözetilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2013 tarihli ve 2012/1034 esas, 2013/866 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanığın doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilerek kesinleştirildiği anlaşılmakta ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” şeklindeki düzenleme ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir usul benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'na göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkânsızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği nazara alındığında, sanığın yokluğunda verilen kararın mernis adresine doğrudan 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, anılan tebligatın geçerli sayılamayacağı ve bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulüne uygun olarak kesinleşmediği cihetle, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/486 esas, 2019/1821 karar sayılı ilâmında yer alan "...hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilk kararın usulüne uygun olarak kesinleşmediği ve denetim süresinin işlemeye başlamayacağı..." şeklindeki açıklamalar da nazara alındığında, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesinde, açıklanması geri bırakılan hükmün, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde açıklanabileceğinin düzenlendiği ve dosya kapsamına göre, sanık ...’ın yokluğunda verilen Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2013 tarihli ve 2012/1034 Esas - 2013/866 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanığın doğrudan MERNİS adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilerek 07/11/2013 tarihinde kesinleştirildiği anlaşılmakta ise de; tebliğ işleminin geçersiz olduğu, zira 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (Bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkânsızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiğinin gözetilmediği, buna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin işlemeye başlamadığı anlaşılmakla; izah edildiği üzere hükmün açıklanma koşullarının oluşmadığı gözetilmeden 03/10/2013 tarihli hükmün açıklanmasına dair yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, sanık ... hakkında mala zarar verme suçu ile ilgili olarak Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 04/12/2019 tarihli ve 2019/123 Esas - 2019/800 Karar sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 16/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.