(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2016/23339 E. , 2019/12876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... ... ... Film Festivali, Avrasya Uluslararası Film Festivali ve ... Film Market gibi festivallerin yıllardır vakıfları ile davalı tarafından müştereken yapıldığını, 10-19 Ekim 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilen 45. ... ... ... Film Festivali, 4. Avrasya Uluslararası Film Festivali ve 3 ... Film Market organizasyonu için yine davalı ile aralarında protokol imzalandığını ve protokol kapsamında hangi harcama kalemlerini kimin üstleneceğinin düzenlendiğini, sözleşmenin 4/B maddesine göre aslında davalı belediyenin yükümlülüğünde olan bazı ödemelerin davalının o an için ödeme güçlüğünde bulunması nedeniyle ve tarafların mutabakatı ile geçici olarak Vakıflarınca yapıldığını, davalının 2.959.349,54 TL’lik kısmını ödediği halde bakiyesini ödemediğinden davalı hakkında başlattıkları takipte davalının 371.633,64 TL’lik tutarı kabul edip kalan miktara itiraz ettiğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 06.10.2008 tarihli protokol kapsamında kalan alacaklarının tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş; bilahare talebini ıslah ederek 2.587.715,00 TL alacağın, davalı icra takip dosyası ile temerrüde düştüğünden bu dosyada ödeme emrinin davalıya tebliğ tarihi olan 20.05.2009 tarihinden işleyecek ticari faizi ile hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davacıya borçlu olmadıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.587.715,00 TL alacağın ıslah tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı belediyeden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile davalı ile aralarındaki 06.10.2008 tarihli protokol kapsamında davalı tarafından yapılması gerektiği halde kendilerince yapılan harcamalar nedeni ile ödenmeyen bakiye alacağın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davacıya borcu bulunmadığını savunmuş; mahkemece, ödemelere ilişkin faturaların davacı vakfın ticari defter ve belgelerine işlendiği, belediyenin yükümlülüğünde olup davacı vakıf tarafından ödenen toplam fatura bedelinin 2.959,349,54 TL olduğu, bunun 371.633,64 TL sinin davalı ... tarafından ödendiği, bakiye 2.587.715,00 TL fatura bedelinin ... Büyükşehir Belediyesi tarafından ödenmediği, taraflar arasındaki protokolün geçersizliğini doğuran herhangi bir hukuki durumun söz konusu olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, ticari defterlerin sahibi aleyhine delil sayılabilmesi koşulları TTK"nun 84; sahibi lehine delil sayılabilmesi şartları ise 85. maddesi hükümlerinde gösterilmiştir. Diğer tarafın aleyhine ticari defterlerin kesin delil sayılması için TTK"nun 86. maddesinde öngörülen koşulların oluşması zorunludur. Ticari defterlerdeki kayıtların bu defterlere dayanan taraf lehine delil olabilmesi için, bu tarafın tüm ticari defter ve belgelerini incelemeye sunması, bütün defterlerin birbirini teyit etmesi, tasdike tabi olanların açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunması, bundan sonra, bu kayıtların dayanak belgelerle de sabit olması koşullarının tamamının birlikte oluşması zorunludur.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda inceleme konusu ticari defterlerin açılış tastiklerinin yapıldığı, ancak kapanış tastikinin yapılmadığı belirtilmektedir. O halde davacının ticari defterlerinin lehine delil olarak kabulüne olanak yoktur. Ancak ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığı için lehine delil olarak kabul edilemediği hallerde dahi, eğer, ileri sürülen alacağın varlığı dayanak belgelerle kanıtlanabiliyorsa, alacağın hüküm altına alınması gerekmektedir. Öte yandan davacının dayandığı faturalar, tek başına alacaklı olduğunu ispata yeterli değildir. Davacının, aralarındaki protokol kapsamında davalının yükümlü olduğu bir mal ya da hizmet alımının dayandığı faturalar ile gerçekleştirildiğini ispatlaması gerekmektedir. Buna karşılık icra takibine itirazında borçlu olduğunu kabul ederek ödediğini savunduğu faturalar yönünden ise ödeme savunmasını ispat yükü davalı üzerindedir. O halde, mahkemece, bu açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları ile sunmuş oldukları deliller değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davacıya, peşin alınan 44.192,00 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.