Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/27857 Esas 2016/4240 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/27857
Karar No: 2016/4240
Karar Tarihi: 17.02.2016

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/27857 Esas 2016/4240 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2015/27857 E.  ,  2016/4240 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, keşideci borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takipten 11.06.2015 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek imzaya ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece istemin süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür.
    Somut olayda ödeme emri tebligatının; “adres kapalı olduğundan en yakın komşusuna soruldu verilen beyanda muhatabın çarşıya gittiğinin beyan edilmesi üzerine tebliğ evrakı mahalle muhtarı..."a tebliğ edildi, 2 nolu ihbar adrese yapıştırıldı ve isim ve imzadan imtina eden en yakın komşuya haber verildi" açıklaması ile tebliğ edildiği görülmektedir.
    Tebligat Kanunu"nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği"nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının tebligat parçasına yazılması gerekir. Tebligat mazbatasına, dağıtıcı tarafından beyanda bulunan komşunun adı ve soyadının yazılmadığı, imzasının alınmadığı ve yine aynı komşunun tesbitine elverişli hangi dairede oturduğu, bayan mı erkek mi olduğu gibi hususların da tespit edilmediği, kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatı Tebligat Kanunu"nun 21/1-2 ve Tebligat Yönetmeliği"nin 30/1. maddeleri gereğince usulsüzdür.
    Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu"nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği"nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, hakkındaki takipten daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil bulunmaması halinde muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
    Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 11.06.2015 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, imzaya ve borca itiraz yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken davanın süreden reddi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.