Esas No: 2021/23357
Karar No: 2022/9327
Karar Tarihi: 16.05.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/23357 Esas 2022/9327 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2021/23357 E. , 2022/9327 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığına, düşme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmedilen hapis cezasının süresine göre 5271 sayılı CMK'nın 299. Maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk müdafiinin duruşmalı inceleme isteğinin reddine karar verilerek; o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik ve aleyhe olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
I-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlara; iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan düşme hükümlerine yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk ile birlikte hırsızlık suçunu işleyen sanıklar hakkında oluşa uygun şekilde hırsızlık suçunun gece vakti işlendiği kabul edilerek sanıkların cezasından TCK’nın 143. maddesi uyarınca arttırım yapıldığı halde, suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan ise TCK’nın 116/4 maddesi yerine aynı Kanun’un 116/2. maddesinin uygulandığı, bu itibarla suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 116/2-4, 119/1-c ve 31/2. maddelerinde belirtilen iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu için öngörülen cezanın üst sınırına göre, aynı Kanun'un 66/1-d, 66/2, 67/3-4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 ay ve 11 yıl 3 aylık zamanaşımının dolmadığı gözetilmeden atılı suçtan mahkumiyeti yerine düşme kararı verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ... müdafii, sanık ... ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemlerinin incelenmesinde;
TCK'nın 116/2. maddesi uyarınca belirlenen 6 ay hapis cezasından, aynı Kanun'un 119/1-c maddesi uyarınca bir kat artırım yapılırken 12 ay yerine 1 yıl hapis cezasına hükmedilmesi, daha sonraki uygulama nedeniyle sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının hırsızlık suçu bakımından uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanıkların katılanlara yönelik her bir eylemi nedeniyle bağımsız biçimde değerlendirme yapılarak, denetime olanak sağlayacak ve infazda kuşkuya yer bırakmayacak şekilde, ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı biçimde üç katılana karşı toplu uygulama yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232. maddesine aykırı davranılması,
2-Sanıklar hakkında oluşa uygun şekilde hırsızlık suçunun gece vakti işlendiği kabul edilerek sanıkların cezasından TCK’nın 143. maddesi uyarınca arttırım yapıldığı halde, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan ise TCK’nın 116/4 ve 119/1-c maddeleri yerine aynı Kanun’un 116/2 ve 119/1-c . maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
3-Sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede, hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlar bakımından 5237 sayılı TCK'nın 31/2. maddesinin uygulanması istenildiği halde, 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi gereğince 5237 sayılı TCK'nın 31/2. maddesinin uygulanmama ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanınmadan yazılı şekilde hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
4- Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan verilip ertelenen hapis cezasının kısa süreli olmadığı halde, kısa süreli olduğundan bahisle TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarına hükmedilmediğinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b ve 143/1 maddeleri uyarınca hükmolunan 2 yıl 4 ay hapis cezasından aynı Kanun'un 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken, 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası yerine, hesap hatası sonucu 1 yıl 11 ay hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
6-5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinin 3. fıkrası, "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, 1 yıldan az 3 yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı mahkum olunan ceza süresinden az olamaz" şeklinde olup; somut olayda, sanıklar hakkında hırsızlık suçundan hükmedilen ceza süresinin 1 yıl 11 ay olmasına karşılık, denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi yasaya açıkça aykırılık oluşturduğu gibi bu husus aleyhe değiştirmeme yasağı kapsamında da değerlendirilemez. Bu nedenle sanıklar hakkında hırsızlık suçundan verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilirken 5237 sayılı TCK'nın 51/3. maddesi uyarınca denetim süresinin tayin olunan hapis cezasından az olacak şekilde bir yıl olarak belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii, sanık ... ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümlerde bozma öncesi kurulan 14/01/2015 tarihli hükümlere yönelik aleyhe temyiz bulunmaması hususu da gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 16/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.