17. Hukuk Dairesi 2014/15606 E. , 2016/10478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu İsker İnşaat AŞ., hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacağın tahsilini engellemek için 23.11.2009 tarihinde dava dışı... Bakanlığından olan alacağını davalı bankaya temlik ettiğinden, bu tasarrufun iptalini istedi
Davalı banka vekili, dava konusu teminatın borçlu ile yapılan sözleşmenin teminatı olarak verildiğini, mal kaçırma amacının söz konus olmadığını İİK"nun 279/1 maddesine göre borçlunun teminat göstermeyi evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcun teminatı için verilmiş rehinlerin iptali mümkün olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu vekili, temlikin davacının alacağı doğmadan önce yapıldığını, temlikten sonra doğan borçlar için alacağın temlikinin muvazaalı olacağından söz edilemeyeceğini, temlikin davalı banka ile yapılan sözleşmenin teminatı olarak verildiğinden davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu temlikin davalılar arasındaki sözleşmenin tasfiyesi için yapıldığını, mal kaçırma amacı ile yapıldığının ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, davacı alacaklının alacağı 05.09.2009 ve 05.11.2009 tarihli çeklerden doğmuş, dava konusu temlik ise dosya içeriği ile aciz hali sabit olan borçlu tarafından 25.11.2009 tarihinde yapılmıştır.Bu hali ile dava ön koşullarının gerçekleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.Davalılar iptali istenilen temlikin önceden verilmesi tahhahüt edilmiş bir borç teminatı olarak verildiğini iddia etmektedirler. Mahkemece alanın bilirkişi raporu ve diğer belgelerden
26.07.2005 ve 16.02.2007 tarihlerinde kredi verildiği, 09.09.2009 tarihinden itibaren kredilerde azaltmaya gidildiği ve yine 09.09.2009 tarihli Kredi tahsis kurulu onay formuna göre davalı bankanın risk altındaki alacağının 3.310.670,00 TL olarak belirlendiği, temlik tarihi 25.11.2009 tarihi itibari ile 896.425,42 TL nakit kredi alacağı 2.356.357,18 TL gayri nakti kredi riski olarak toplam 3.252.872,60 TL riskli alacağı olduğu, bu alacağa karşılık 2.744.500,00 TL lık gayrimenkul ipoteği ve dava konusu 7.300.00,00 TL temlik olmak üzere toplam 10.044.500TL teminatın verilmesi basiretli bir tacirden beklenmeyecek nitelikte bir tasarruf olup davacının alacak ve ferilerinden oluşan miktarın iptali ile davalı bankadan alınarak davacı alacaklıya verilmesi gerekmektedir. Hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuku olgular dikkate alınmadan hatalı değrlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/11/2016 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.