3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/15725 Karar No: 2017/15346 Karar Tarihi: 06.11.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/15725 Esas 2017/15346 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/15725 E. , 2017/15346 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, 11400622 ve 11918015 nolu elektrik abonelikleri nedeniyle düzenlenen faturalarda davalının haksız olarak kayıp-kaçak bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla , abonelik tarihi ile sınırlı olarak dava tarihinden geriye doğru on yıllık dönemde haksız tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinden 1.000 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23.11.2015 harç tarihli dilekçe ile talebini 13.707 TL"ye yükseltmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Anılan karar Dairemizin 2016/3017 Esas - 2016/14217 Karar sayılı ve 08/12/2016 tarihli kararı ile, " ... mahkemece; 11400622 nolu abonelik yönünden uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilerek, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması , 11918015 nolu abonelik yönünden ise; uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise bu abonelik yönünden tefrik kararı verilip, davanın ayrı bir esasa kaydı yapılarak, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilmesi ve Tüketici Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde her iki abonelik yönünden Asliye Hukuk Mahkemesi olarak işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir ..." gerekçesi ile bozulmuş , mahkemece bozmaya uyulmuş ve davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.). Somut olaya bakacak olursak, yerel mahkeme bozma kararına uymakla birlikte bozma gereğini yerine getirmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, uyduğu anılan bozma kararının gereklerini yerine getirmek olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.