5. Hukuk Dairesi 2017/12316 E. , 2018/3934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı idare ve davalı ... vd vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalı ... vd vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 08/03/2018 günü temyiz eden davalı ... vd vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden diğer tarafların yokluklarında duruşmaya başlanarak sözlü açıklamalar da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ve bir kısım davalı vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 50 ada 13 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak, üzerinde bulanan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olduğu gibi, ağaçlara maktuen değer biçilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyasi emsal olarak incelenen taşınmazın satışı gerçek kişiler arasında yapılan bir satış olsa da; emsalin üzerindeki fabrika binası ile birlikte satıldığı, bu yapı bedeli düşülerek hesap yapılmış ise de ticari amaçlı olan bu satışın emsal olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, emsal taşınmazın 155,59 m2’lik kısmı satış tarihinden önce yola terk edildiğinden satış tarihinde parselasyon işlemi görmüş imar parseli olduğu, dava konusu taşınmaz ise değerlendirme tarihi itibariyle kadastro parseli olduğu halde, taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatından düzenleme ortaklık payı düşülmeden hesap yapıldığından bilirkişi raporu inandırıcı görülmemiştir.Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince açılan tespit ve tescil davalarında değerlendirmenin; aynı Kanunun 15/son maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle yapılması gerekir.
Belirtilen nedenle; dava konusu taşınmaz üzerindeki yapılara Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayınlanan ve değerlendirme tarihi olan 2015 yılına ait Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapı sınıfları, bu yapı sınıflarına uygun birim fiyatları ve yaşları belirlenip buna göre yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi gerektiği gözetilmeden bu yönteme uyulmadan hesap yapan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, temyiz eden bir kısım davalılar yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.630,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 08/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.